26 Aralık 2009 Cumartesi

Yeni, Yineden...

Bazen kurulacak cümleler yaşanılan duygulara yenik düşerler. Aslında yaşanan tam bir karmaşa. Herşeyden birazcık içinde barındırır. Heyecan, korku, mutluluk... Belirsizlik midir mutluluğun dibine kadar hissedilmesini engelleyen?

Kaçar bir yol bulmam lazım derdimi anlatamadığım zamanlar. Benden daha iyi anlatan devreye girmeli o halde;

Yeni, Yeniden...

" Yeni başlayanlara uzun gelen, ortasına gelenlere çoşku veren, sona yaklaşanları da derin düşüncelere sürükleyen yolculuğumuza yeni bir yolcu katılıyor.

Yolculuk uzun bir trende geçiyor. Her yeni yolcu son vagona binmek zorunda. Bindiklerinde yanlarında yardımcıları oluyor. Ve onlar vagon, vagon lokomotife doğru yaklaşırken, her koltukta yeni bir tecrübe, farkındalık yaşıyorlar.

Bazen tren bir istasyonda mola verdiğinde, tren değiştirenler oluyor.

Trene yeni binenlere veya yolculuğa farklı bir trende devam etmek isteyenlere, kazasız, mutlu bir yolculuk diliyorum.

Kendileri ve çevrelerindeki tüm canlılar için en iyi olduğunu düşündükleri şeyleri yapsınlar. Bu yolculukta tek başlarına olmadıklarını bilerek seyahetlerine devam etsinler.

İyi yolculuklar Doruk."


....

Son saatlere girdik sayılır. İçerdekinin dışarı çıkma zamanıdır şimdi. Dışardakiler hazırlandılar, beklemedeler. Bebi ona "Can" dedi. Sonuçta candan bir parça. Biz de "Doruk" dedik. Soyadı zaten belli "Öztaş".

Fotoğraflarla ve haberlerle en kısa zamanda birlikte olmak dileği ile...

Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

16 Ekim 2009 Cuma

Araya Giren İtiraf: Labne Soslu Tarçınlı Rulo... (Cinnamon Rolls With Cheese Sauce...)

"Dur, kıpraşma... "
Gecenin kör saatinde uyandığımda kendi kendime konuştuğum ve ısrarla ikna etmeye çalıştığım bir durum. Göbektekine değil, tamamen beynime ve mideme hükmetme çalışması. Aşerme durumları var mıdır, bilemiyorum ama yemek istediğim şeyleri hep bebek tarafından belirlendiğine inanıyorum. Ta ki gece vakti burnuma tarçın kokusu gelene kadar. Evet bu bir aşerme durumu. Bibi'nin yani göbektekinin tarçından bir haber olduğundan emin bir şekilde, bencilce bir durum içinde istiyordum. Hem de labne soslu tarçınlı rulo'yu gecenin 3'ünde istiyordum. Sakinleştim. Dino'dan istenebilecek bir şey değil. Sabah olmalı ve güneş, tarçın kokusu içinde doğmalı planı ile bekledim. Beklemenin sonunda geriye boş bir tepsi ve kırıntılar kaldı. Oysa ki ekmek operasyonu ne kadar da sevimli ve masum idi;
the end


Daha önce yayınlanan "Karamel Kaplı Tarçınlı Rulo" reçetesinden yola çıkılarak, ufak bir iki değişiklikle uygulamayı gerçekleştirmek mümkün. Hamur, iç malzeme, sarılması ve dilimlenmesine kadar aşamaları aynı şekilde adapte edildikten sonra dilimler bir çemberin içine yerleştirilerek yaklaşık 1 saat kadar bekletiliyor. Çember 25cm çapında ve çıkan dilim sayısı 11. Aralarda kalan boşluklar dinlenme süresinde mayalı hamurun kabarması neticesi kapanıyor. Üzerine dinlenmeye başlamadan önce serpilen kuru üzümler ise kabarma aşamasında hamur ile bütünleşiyor.
crolls1
Ön ısıtma yapılmış fırında 20 dakika sonra Tarçınlı Rulo Keki, yenmeye hazır konumda sizi bekliyor. "Kıpraşma" neticesi, uykudan eden bölüm ise bu aşamada gerçekleşecek. Yeterince kalorisi olmadığına inandığımız (!) bu kekin üstüne Labne sos hazırlanıp, hala kek sıcakken üstüne dökülecek ve sosun kek tarafından çekilmesi heyecan içinde izlenecek. Sosun reçetesi ve hazırlanması ise;
crolls2
Labne Sos (Cheese Sauce):
Gerekli Malzemeler:
  • 50gr Labne Peynir
  • 1 çay bardağı Süt
  • 1 Poşet Şekerli Vanilin
  • 1 çimdik Tuz
  • 100gr Tereyağ veya Margarin

Bütün malzeme ocak üzerinde, kısık ateşte bir kabın içinde karıştırılarak eritilir. Hafif koyu bir kıvama geldiğinde kullanılmaya hazırdır. Bekletmeden, fırından çıkan sıcak Tarçınlı Rulo Kekin üzerine dökülür. Yaklaşık yarım saatlik beklemenin sonunda servise hazır hale gelecektir.

crolls3

"Kıpraşma" neticesi çıkan buydu. İtiraf ediyorum daha tehlikeli durumlardan korkar oldum. Masumiyeti kazanma adına ekmek durumlarına dönmek istiyorum. Anlaştık mı?!...

Güneşin bu hafta sonu sıcak ve tarçınlı olması (Sanırım hala bir inat durumu var.) dileği ile...
Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

9 Ekim 2009 Cuma

Bademli Bezeler... (Meringue with Almond...)

Bir yemek kitabının kaybolması ne demek? Delirmek içten değil. Evde, bir yerlerde bana bakıp, kıkır kıkır güldüğüne eminim. Çünkü resmen samanlıkta iğne arar gibi onu arıyorum. İşin komiği kaybolmasın diye bir yere kaldırdım onu ama şimdi koyduğum yeri bulamıyorum. Ev ahalisine soramıyorum, çünkü onların ilgi alanına girmiyor. Dan Lepard tarafından hazırlanan ve hamur işlerinin ağırlıklı olduğu ve orjinal tariflerin yer aldığı kitaba sesleniyorum:

"Elma dersem çık, armut dersem saklan. Elmaaaaa..........."

Kendisinin en son fotoğrafı;



En az Macaron yapımı kadar bende hırs yapmış bir reçetedir. Sayısız denemeler neticesi hep bir sorun yaşandı. İçi yumuşak kaldı. İçi pişti, rengi sarardı. Dışarda bekledi, rutubetten yumuşadı. Özellikle Pavlova uygulamalarında içim hep yandı. Reçetesi kolay ama bir yerlerde yanlışlar vardı ki, sonuç beklenen gibi olmuyordu. Remzi Kitapevinde araştırma halindeyken, elime geçen kitabın kapağında pufidik bezeleri görünce "Hii.." çığlığı içinde kasada soluğu aldım. Umut dünyası, insanın elinden bir şey gelmez. Sonuç mu? Çocuklar gibi şendim...

Bademli Bezeler (Meringue with Almond):
25 adet
Hazırlanma Süresi: 25 dk
Pişme Süresi: 40 dk
Dinlenme Süresi: 1 saat
Saklama Süresi: 10 gün

beze4


Gerekli Malzemeler:
  • 4 adet yumurta akı (Oda sıcaklığında)
  • 225 gr Toz Şekeri
  • 1/2 teaspoon / 1/2 çay kaşığı vanilya özü
  • 1 su bardağı File Badem

Kitapta bu tarif ile ilgili olarak doğru sonuca ulaşmak için pastanelerin yaptığı gibi gram hesabı çalışmak gerektiği belirtiliyor. Yumurta akının gramı hesaplanarak, toz şeker ayarlanıyor. Benim kullandığım yumurta Keskinoğlu L boy. Eğer ki çok iyi ayırabiliyorsanız 3 adet yumurta akı da yeterli olabilir. Uğraşamam derseniz yukardaki tariften yola devam edebilirsiniz. Hazırlanışı:

  1. Fırın, fanlı olarak 150 derecede ön ısıtma yapılır.
  2. Ocak üzerinde Benmari düzeniği hazırlanır. Üstte yer alan kabın içine toz şeker ve yumurta akı konur ve el mikseri ile kısık ateşte şeker eriyinceye kadar çırpılır. Şeker eridiğinde krema kıvamında ve küçük parmağın dayanacağı sıcaklıkta bir hamur elde edilecektir.

    beze1 beze2

  3. Ocak üzerinden alınır ve stand mikserine hamur alınır ve 15 dakika boyunca (Beze hamurunun soğuması süresi) sürekli olarak orta kademede çırpılır. Vanilya özü konur. Süre sonunda sakızımsı dokuya sahip beze hamuru fırınlanmaya hazırdır.

    beze3

  4. Fırın tepsisine tek kat yağlı kağıt veya silpat yerleştirilir. Yaklaşık 3 cm aralıklarla beze hamuru, tatlı kaşığı yardımı ile yerleştirilir. Üzerlerine file badem serpilir. Ön ısıtma yapılmış fırında 40 dakika kadar pişirilir. Süre sonunda fırın kapatılır ve fırın kapağı elinize soğuk gelinceye kadar, kapısı açılmadan bezeler içerde kurutulur. Fırın tam soğuduğunda bezeler servise hazırdır.

beze6 beze5

Haftaya ekmekler yapalım, güzel kokulu ve görüntülü... Canım çekti. Merak ettiğiniz reçete varsa memnuniyetle uygulamaya alırım. Güneşli, keyifli geçecek ve aranan kitabın bulunacağı bir haftasonu olması dileği ile...

Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

Bademli Bezeler... (Meringue with Almond...)

Bir yemek kitabının kaybolması ne demek? Delirmek içten değil. Evde, bir yerlerde bana bakıp, kıkır kıkır güldüğüne eminim. Çünkü resmen samanlıkta iğne arar gibi onu arıyorum. İşin komiği kaybolmasın diye bir yere kaldırdım onu ama şimdi koyduğum yeri bulamıyorum. Ev ahalisine soramıyorum, çünkü onların ilgi alanına girmiyor. Dan Lepard tarafından hazırlanan ve hamur işlerinin ağırlıklı olduğu ve orjinal tariflerin yer aldığı kitaba sesleniyorum:

"Elma dersem çık, armut dersem saklan. Elmaaaaa..........."

Kendisinin en son fotoğrafı;



En az Macaron yapımı kadar bende hırs yapmış bir reçetedir. Sayısız denemeler neticesi hep bir sorun yaşandı. İçi yumuşak kaldı. İçi pişti, rengi sarardı. Dışarda bekledi, rutubetten yumuşadı. Özellikle Pavlova uygulamalarında içim hep yandı. Reçetesi kolay ama bir yerlerde yanlışlar vardı ki, sonuç beklenen gibi olmuyordu. Remzi Kitapevinde araştırma halindeyken, elime geçen kitabın kapağında pufidik bezeleri görünce "Hii.." çığlığı içinde kasada soluğu aldım. Umut dünyası, insanın elinden bir şey gelmez. Sonuç mu? Çocuklar gibi şendim...

Bademli Bezeler (Meringue with Almond):
25 adet
Hazırlanma Süresi: 25 dk
Pişme Süresi: 40 dk
Dinlenme Süresi: 1 saat
Saklama Süresi: 10 gün

beze4


Gerekli Malzemeler:
  • 4 adet yumurta akı (Oda sıcaklığında)
  • 225 gr Toz Şekeri
  • 1/2 teaspoon / 1/2 çay kaşığı vanilya özü
  • 1 su bardağı File Badem

Kitapta bu tarif ile ilgili olarak doğru sonuca ulaşmak için pastanelerin yaptığı gibi gram hesabı çalışmak gerektiği belirtiliyor. Yumurta akının gramı hesaplanarak, toz şeker ayarlanıyor. Benim kullandığım yumurta Keskinoğlu L boy. Eğer ki çok iyi ayırabiliyorsanız 3 adet yumurta akı da yeterli olabilir. Uğraşamam derseniz yukardaki tariften yola devam edebilirsiniz. Hazırlanışı:

  1. Fırın, fanlı olarak 150 derecede ön ısıtma yapılır.
  2. Ocak üzerinde Benmari düzeniği hazırlanır. Üstte yer alan kabın içine toz şeker ve yumurta akı konur ve el mikseri ile kısık ateşte şeker eriyinceye kadar çırpılır. Şeker eridiğinde krema kıvamında ve küçük parmağın dayanacağı sıcaklıkta bir hamur elde edilecektir.

    beze1 beze2

  3. Ocak üzerinden alınır ve stand mikserine hamur alınır ve 15 dakika boyunca (Beze hamurunun soğuması süresi) sürekli olarak orta kademede çırpılır. Vanilya özü konur. Süre sonunda sakızımsı dokuya sahip beze hamuru fırınlanmaya hazırdır.

    beze3

  4. Fırın tepsisine tek kat yağlı kağıt veya silpat yerleştirilir. Yaklaşık 3 cm aralıklarla beze hamuru, tatlı kaşığı yardımı ile yerleştirilir. Üzerlerine file badem serpilir. Ön ısıtma yapılmış fırında derece 120'ye düşürülür ve tepsi yerleştirilerek tam 45 dakika pişirilir. Süre sonunda fırın kapatılır ve fırın kapağı elinize soğuk gelinceye kadar, kapısı açılmadan bezeler içerde kurutulur. Fırın tam soğuduğunda bezeler servise hazırdır.

beze6 beze5

Haftaya ekmekler yapalım, güzel kokulu ve görüntülü... Canım çekti. Merak ettiğiniz reçete varsa memnuniyetle uygulamaya alırım. Güneşli, keyifli geçecek ve aranan kitabın bulunacağı bir haftasonu olması dileği ile...

Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

7 Ekim 2009 Çarşamba

Operasyon: Jr İbrahim ve Çubuklar...

Hamile kadını beslemek kolay değildir. Hele ki hafif çapta mide yanmaları başlamışsa, iş daha da zorlaşır. Evde oldukça pratik halde çözülebilecek yemek durumları, dışardaki bir sosyal aktiviteye dönüştürüldüğünde, mekan için durum risklidir. Eğer yenen yemek hamile kadının midesini mutlu etmezse, orası hemen mimlenir ve bütün eş, akraba ve dostlara "Sakin gitmeyin!" diye nerdeyse dış reklam panolarına pankart asacak kadar geniş çapta duyuru yapılır. Denemekten zarar gelmez düşüncesi ile haftasonu, dışarda yemek yeme operasyonu uygulamaya konuldu ve yaşananlarla birlikte durum değerlendirmesi;

wagamama_g



Yer; Kanyon ve Wagamama...

Bir nevi makarna olarak tanınan "Noodle" menüleri ile tanımış bir resturant. Sportif ve rahat bir dizayna sahip ve servisimizi gerçekleştiren Jr. İbrahim gibi sempatik çalışanlarının olduğu hoş bir yer. Şimdi buraya kadar harika. Harika olmayan, bendeki sabır sınırlarımı zorlayan açlık duygusu. Baharatlı, sade, sebzeli, tavuklu, etli, balıklı ve bir çoğunun olduğu yemek kombinasyonları gözümün önünde uçuştu. Madem yenecek, o zaman şansımı zorlamalı ve baharatlının üzerine gitmeliyim diye düşündüm.Bebi sadeli, Dino deniz mahsullü ve başına ne geleceğinden habersiz annem, tavuklu olarak Noodle siparişleri verildi. Yemeklerin çıkış sürelerinin farklı olacağı yönündeki uyarı, beni 12'den vurdu. Zamansız gelen veya gelmekte geciken yemek kadar huzursuz edici ve keyif kaçırıcı bir durum olamaz. Hala iyi durumdayız ve başarılı bir şekilde olaya devam ediyoruz. Ta ki keşfedene kadar. Bebi'nin danseden ve tempo tutan çubukları... Diyalogtan bir özet;

- Oğlum, onlarla yemek yiyeceğiz.


- Yok, ya...


- Batu!!!


- Abiiii, davulu unuttunn...


Sipariş ve sunum arasındaki geçen 5 dakikalık gibi bir süreçte yaşananlardan kısa bir özetti diyelim. Siparişler geldiğinde gerçekten onlarla yemek yeneceğini anlayan Bebi ise bu sefer yoğun ve sessiz bir çalışmaya girişti. Annem ise Bebi kadar sabırlı olamayıp, yalvaran gözlerle "Çatalll" diyordu. Çatal geldi. Kadro tamam, yemekler hazır. Başladık;

wagamama



Bekliyorum, evet hala bekliyorum. Masa toplandı, tatlı ve kahve siparişleri soruldu ve ben hala bekliyorum. Tık yok. İçerdeki bir takla attı ve ben gülmeye başladım. Ne bir yanma, ne bir bulantı, hiçbir şey yok. Ama hala kaşınıyorum. Evet, kesinlikle tatlı yemeliyim. Büyük harfle ve ağzım dolu dolu Jr. İbrahime dönüp, "WAGAMAMA ÇİKOLATALI FUDGE PASTA İSTİYORUM" dedim. Gözler büyüdü. 2 dakika sonra önümdeydi. Bütün yemeklerini bir tarafa koyuyorum, bu pastayı bir tarafa. Kolay kolay demem ama mutlaka deneyin. Herkesin ağız lezzetinin farklı olacağına inanan bir insan olarak, kendime bile büyük gelen bir cesaret diyorum ki MUTLAKA TATMALISINIZ... Çikolata ve krema ayarı inanılmaz. Yüzümde bıraktığı hazzı ve gülümsemeyi hala silememekteyim. Kalan son parça için Bebi ile aramda yaşanan savaşta ise hain anne rolünde oldukça başarılı olduğumu söylemek durumundayım.



wagamama_des wagamama_final



En son aşama hesap kısmı; eğer ilk etapta fiyatlara bakarak karar veriyorsanız, Wagamama hayal kırıklığı yaşatabilir ama lezzet ve fiyat arasında doğru bir orantı olmalı düşüncesine sahip iseniz, o zaman doğru yerde yemek yiyorsunuz demeliyim. Diyorum da bu konuda birşeyler yapmak lazım. Aşağıda görmüş olduğunuz fotoğrafı tıklayan ilk 15 "Peçete" okuru, doldurdukları form sayesinde %30 indirim hakkına sahip olacaktır. İşte o zaman da ben hamileliğin başıma vurup vurmadığını anlayacağım. Şimdiden afiyet olsun...



Cuma günü, bezelerimi alıp geleceğim. Müsadenizle...


Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

6 Ekim 2009 Salı

Bir Hayata, Kaç Erkek Sığar?

Kimine göre çok, kimine göre az...
Hepsinin yerinin ayrı olması , uçlarını birbirine değdirmeden, akıllıca bir taktikle acaba kadın kalbinin sevebilme kapasitesi midir? Koca durumundan eş, baba, abi, oğul ve hatta yasaklısından sevgili...
Aşık oldum yeniden. İlk gördüğümde inanılmaz bir gülme krizi yaşadım. Kendime bile şaşırdım. Dino ise garip bir surat ifadesi ile durumu idrak etmeye çalıştı. "Emin misin?" sorusu bir erkek cesareti ile peşi sıra geldi. Ben hala gülüyordum. Sinir bozucu bir durum olmalı onun için. Onda sorular ve karşısındaki kadın da ise emin bir tavır. "Evet ve istiyorum, ne pahasına olursa olsun!"
Yaş 37
Evli ve 1 çocuk annesi
Hayatına bir erkek daha aldı. 6,5 aydır devam eden güzel bir ilişki.
Kim? Neyin nesi? Nerden çıktı? Hepsinin cevapları var ama o şimdilik beklemede,
Nerde mi bekliyor?
İçerde...
bibi1
Bu konuda aslında yazılacak cümleler fazla. Yapılan testler, sonuçlar, duygusal gelgitler ve daha bir çokları. Şimdilik ortalık duruldu. Sakince göbek büyütme halleri içindeyiz. Konuları ve reçeteleri biriktirdim, kısım kısım hazırladım. Belki çok hızlı bir devinimle yayında olmazlar ama mutlaka paylaşılacaklardır.
Ne diyebilirim ki? Aşık olmak kolay iş değilmiş...
Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

11 Ağustos 2009 Salı

Cici Bici? Bici Bici...

Yasak olan neden daha heyecan uyandırır? Özellikle o bir tatlı ise?

Çocukluğum İskenderun'da geçti. Güneyde küçük bir ilçe. Babamın işi sebebiyle 11 aylıkken gidip, üniversiteyi kazanıncaya kadar geçen bir zaman diliminde yaşadığım bir yer. Özellikle tatlı sever bir çocuk şeklinde ev ve okul arasında gidip gelirken karşı koyamadığım ve bütün yasakları delme çabalarıma tek nail olan tatlıdır. Okul çıkışında seyyar bir tezgahta koca bir tepsi su muhallebisi, hemen yayında bir buzdağı şeklinde kocaman bir kütle ve hafif bir kirli, plastik bir şişede şurubu. Mevcut harçlıktan, çaktırmadan ayrılan bir bozuklukla alınırdı. Özellikle satıcının o buz kütlesinden, özel bir kazıyıcı kaşık ile kazırken çıkardığı garip ses ve şurubun rengi, şeytana uymanın dayanılmaz hafifliği şeklinde beni heyecanlandırırdı. Tek göz saatte, tek el hızlıca kaşıklardı tatlıyı. İkinciyi istemeye zamanım kalmadan, koşarak eve gelirdim. Annemin masadaki iştahsızlığım sayesinde söylenerek ve hatta kızarak "Gene yedin!!" şeklinde, kesinlikle red ettiğim ithamlarda bulunurdu. Evde sağlıklı boyutlarda ve koşullarda yapılırdı ama açık olmak gerekirse onun lezzetini yakalamak mümkün olmazdı. Ne denebilir ki?
Yasaklının lezzeti her zaman daha güzeldir...

bici_detial

Bici Bici; yaz dönemlerinde yenilen, Adana'ya özgü bir tür tatlıdır. Halk arasında kısaca Bici adıyla anılır. En bilinen şekliyle rendelenmiş buz, pişmiş nişasta, pudra şekeri ve şerbetten oluşur. Bici Bici geçmişte neredeyse tamamen seyyar satıcılarda satılan bir ürün olmasına rağmen son yıllarda restoranlarda ve kafelerdede tatlı olarak sunulmaktadır.Son yıllarda Akdeniz bölgesinde de yaygınlaşmıştır. Kaynak: Vikipedi Ansiklopedisi

Hazırlanması gene kolay, beğenilme garantisi yok. Sevenin çok sevdiği, tadına bakıp da beğenmeyenin asla talep etmediği bir tatlı türü. Şurup olarak gelincik ve gül karışımdan yararlanılıyor. Gelincik şurubunun yapılabilmesi, yapraklarının tazeliğini koruması açısından narin çiçekler olduğu için toplanıldığı ana bağlı. Bekletmeden hayata geçirmek gerekiyor. Gül şurubunda ise mutlaka kokulu güllerden yararlanmak lazım. Bu kısımlar uğraştırıcı. "Ben uğraşamam." diyen gruba dahilseniz, hazır gül reçeli alarak ve Bozcaada - ADA Cafe (Melih Güney) 'den sipariş ile Gelikcik Şurubu tedarik ederek işi çözümlemek mümkün. Diğer aşamalar ise su muhallebisini hazırlamak ve buzları kırmak. Reçetesi ile hazırlanışı;

Bici Bici (Bici Bici for English Version)
4 Kişilik
Hazırlanma Süresi: 5 dk
Pişme Süresi: 15 dk
Servis Süresi: 4 saat

Gerekli Malzemeler:
Su muhallebisi için;

  • 1 su bardağı Buğday Nişastası
  • 6 su bardağı Su

Şurup için;

  • 1 çay bardağı Gelincik Şerbeti
  • 1 çay bardağı Gül Reçeli

Süslemek için;

  • Buz
  • Pudra şekeri

Su Muhallebesinin hazırlanışı;

  1. Buğday nişastası ocak üzerinde bir kabın içine konur ve üzerine 5 su bardağı su ilave edilir. Nişasta iyice eridikten sonra, ocak kısık ateşte açılır ve kıvam koyulaşıncaya kadar karıştırılarak pişirilir. Bu aşamada 1 su bardağı su daha ilave edilerek, karıştırmaya devam edilir. Karışım saydamlaştığında 23*23cm'lik kare bir kalıbın içine, yükseklik yaklaşık 0,5 olacak şekilde dökülür.
  2. Oda sıcaklığında soğuması sağlandıktan sonra buzdolabına kaldırılır ve yaklaşık 4 saat bekletilir. Süre sonunda muhallebi küp küp kesmeye hazır hale gelecektir.

water_puding

Bici Şurubunu hazırlamak için iki yoldan bahsetmiştim. Hazır olarak yapmak isterseniz sadece iki çeşidi aynı ölçülerde karıştırıyorsunuz. Zahmetli yoldan gitmek isteyenlere ise şurubun tarifi hemen aşağıda yer alıyor.

poppy_rose_syrup

Gelincik şerbeti;
Gerekli Malzemmeler:

  • 250 gr Gelincik Yaprağı (Ayıklanmış)
  • 1 Lt su
  • 1 Su bardağı Toz Şeker

Bir su şişesine ayıklanmış gelincik yaprakları konur. Üzeri, şişenin ağzına kadar su ile doldurulur. Bu şekilde güneş ışığı alacak şekilde 3-4 gün bekletilir. Rengi suya geçtikten sonra, kalan su miktarı ile şeker, ocak üzerinde şerbet kıvamına getirilir ve bekletilen Gelincikli su, bu şerbetin içine konur. Soğuduktan sonra tekrar şişelenir ve kullanılmak üzere buzdolabında muhafaza edilir.

Gül şerbeti;
Gerekli Malzemmeler:

  • 200 gr Gül Yaprağı (Ayıklanmış)
  • 1 Lt su
  • 1 su bardağı Toz Şeker
  • 1 yemek kaşığı Limon Suyu

Gül yaprakları ayıklanır ve yıkanır. Bu şekilde hazırlanan gül yaprakları 30 dakika limon suyunun içinde bekletilir. Diğer tarafta su ve şeker, ocak üzerinde şeker eriyinceye kadar kaynatılır. Limon suyu ile birlikte gül yaprakları bu şerbetin içine alınır. 24 saat bekletilir. Süre sonunda şerbet süzdürülerek gül yapraklarından ayrılır. Şişelenerek, kullanılmak üzere buzdolabında soğutulur.

Artık mutlu sona ulaşma zamanı...

Su muhallebisi küp halinde kesilerek derin bir tabağa alınır. Üzerine buz taneleri ve hazırlanan şerbet. Finalde pudra şekeri;

bici_final

Cumaya ne olur bilinmez. Zaten yapmışım Pazartesi'yi Salı. Çarşamba ile Perşembe arada kaynarsa kusura bakılmasın. Farkettim ki haftanın günlerine takıldım gidiyorum.

Bu hafta güzel şeylere katılmalı ve takılmalı. Hem benim açımdan hem de sizin açınızdan. Şimdilik müsade...

Sevgiler ve saygılar,

Peçete Alışverişte;


Devamını okuyun...(Read more...)>>

7 Ağustos 2009 Cuma

Ortaya Karışık...

Birşeyler karıştırıyor muyum? Evet...

Tatile gittim mi? Evet...

Kelimelerle arama mesafe girdi mi? Evet...

Bir aylık özettir, yukarda yazdıklarım. İçlerinden şu anda bana en acı noktasından dokunan "Kelimelerle yaşanan mesafe" durumu. Bu süre içinde yazı yazma çabalarım daha çok yazdıklarımı silme olayına dönüştü. Diğer çabalar ise Bebi'nin büyüme sendromlarına ayak uydurma ve karıştırdığım işler oldu. Tatil ise kendimi bavul gibi toparladığım ve nedense dönüşte asla kapanmayan ve sığılmayan bir durum halinde idi. Hani tatilde ne yaptık, ne ettik dedikodusuna girmek istersek, başarı (!) ile çektiğim tek kare fotoğrafla özetlenebilir. Şarjı bırakmak gibi çok akıllıca bir iş yaptığımdan size oralardan sadece aşağıdakini getirebildim. Şu aralar ki aklı selim hallerime bakınca açıkcası büyük başarı olarak nitelendiriyorum;

summer



Yemekname'de 2 yıl geride kaldı. İnanılmaz bir başarı olarak nitelendirilmeli diye düşünüyorum. Açıkcası itiraf etmek gerekirse, yeniliklere ne kadar ayak uydurmak istesem de ben de başlangıçta bir miktar temkinli yaklaşanlardanım. İlk sayılarında bu kadar uzun soluklu olabileceğini düşünmemiştim. Bir yerde kopup gidecek şeklinde olaya baktım. Tamamen özveri ile hazırlanan, herhangi maddi bir durum içermeyen bir dergi ne kadar ayakta kalabilir ki!... Derginin annesi ve babası olarak nitelendirdiğim Devletlüm ve eşi, deli gibi çalışan insanlar. Dergiye yazı yazanlar ise hiçbir karşılık almadan bu işe hayatlarından zaman ayırıp yazıyorlar. Ve iki arada, bir derede bu dergi her ay başı internette yayınlanıyor. En argo ifade ile "Bana kapak oldu mu? Hem de nasıl!" demek istiyorum ve en başta olmak üzere Devletlüm'ü ve eşini, emeklerinden ve özverilerinden dolayı bütün gelmiş, geçmiş yazarları tebrik ediyorum. 2'lerin sonuna nice rakamlar gelmesi dileği ile MUTLU YILLAR SANA YEMEKNAME...




yemekname



Hani dedik ya bir işler karıştırmanın peşine düştüm diye; bir süredir Yemekname gibi ama sadece tatlılar üzerine çalışan yabancı bir dergiyi internetten takip ediyorum. "DESSERTS MAG"; tatlı üzerine uzmanlaşmış ve bizler tarfaından da ilgi ile takip edilen yabancı blog yazarlarının tariflerinin yayınladığı derginin, geçmiş sayılarından birinde Türkiye'ye kısaca yer vermişlerdi. Hızımı alamayarak bir mail gönderdim. Arkasından gelen mail ve bu şekilde gelişen olaylar zinciri... Dergi yayınlandı, içinde Türkiye'den bir tarifle. Kendi adıma gururlandım ama açıkcası bizim adımıza daha çok gururlandım. Yayınlacak tarifin seçimi için "Friendfeed" teki arkadaşlardan büyük destek aldım. Müge Cerman, Sunipeyk, Elifile, GFK başta olmak üzere fikir beyan eden bütün arkadaşlara ithaf ediyorum bu tarifi. Aynı zamanda Bozcaada'dan Ada Cafe'nin sahiplerinden Melih Bey ve eşine yardımlarından ve gösterdikleri ilgiden dolayı ayrı bir teşekkür borcum var. Gelincik Reçeli ve Şerbeti ile tanışmak isteyenlere, tanışıpta tadı damağınızda kaldıysa, ulaşacağınız tek adres "Ada Cafe" olacaktır. Dikkat ettim; hala hangi tarif uygulandığı konusunda inatla açıklama getirmemeyi de başarmışım. Benim çocukluğumun, annem tarafından sokakta yenmesi yasaklanan ama benim gizli gizli yediğim tatlısı BİCİ BİCİ yapıldı ve yayınlandı. Onlar memnun, ben memnun. Hafif bir çocukluk kaçamak durumları ile birlikte reçetenin Türkçe versiyonu bir sonraki yazıda...

desserts_mag



Tatil planlarındaki tarih değişikliğinden dolayı bir çiçek dersi ertelenmek zorunda kaldı. Bir önceki dersten notlardan özellikle belirtmek gerekirse en çok boyama kısmında zevk aldıklarını gözlemledim. Hani ellerinden fırçaları almakta zorlandım. Çok keyifliydi. 26 Ağustos 2009 tarihindeki dersimiz için kayıtlar, diğer taraftan Eylül yani yeni sezon için de ben de çalışmalar devam ediyor. Beklemedeyiz...

cicek1 cicek2

cicek4 cicek3

Pazartesi Bici Bici ile görüşmek üzere...
Haftasonunuz, açık pencereden giren yağmurun serinliği kadar güzel geçmesi dileği ile...
Sevgiler ve saygılar,

Peçeteden Not: Güzel yorumlarınızın hepsini okuyorum ama cevaplandırma konusunda aynı başarıyı gösteremiyorum. Lütfen kırılmayın. Takip ettiğiniz ve yorum yazarak zaman ayırdığınız için kucak dolusu sevgi gönderiyorum.


Devamını okuyun...(Read more...)>>

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Mutfaktan Geçmeyen Kadın...

Geliyorum, gidiyorum, aynı ekran, aynı yazı. Ben bile bekliyorum, ne zaman değişecek diye!
Mutfak bana yabancılaştı. Eskiden sıcacık olan buluşmalarımız nedense bu aralar bana keyif vermiyor. Sanırım fazla sıcak. Blogları geziyorum. Tatil yazıları, kısacık mola haberleri. Çoğunluk ara vermiş durumda. Ben de kaptırdım kendimi bu molalara. Allahtan YemekName sayesinde hala üretkenliğin devam ettiğinin farkına varabiliyorum. Bu ayki konumuz "Parmak Tatlılar". Servis yapma derdi olmayan, porsiyon sorunu yaşanmayacak türden tatlılar. Benim favorim karamelli olan. Eğer çikolata ve karamel birlikteliği hoşunuza gidiyorsa, denemekten çekinmeyin. Ağzınızdan oldukça seksi sesler çıkacağına ve kocaman bir gülümsemeye sahip olacağınızı garanti ediyorum. Adres belli: YemekName Temmuz sayısı;

temmuz kapak



Pasta Malzemeleri dükkanında Çiçek derslerimiz yazın sıcaklığından etkilenmeden devam etmekte. Son dersteki Ezgi Hanım ve Candan Hanım'dan oluşan grubumuzda, blog camiasından "Nur'un Kakao Bulutları" sitesinin sahibi Nur Hanım yer almaktaydı. Ben, bir taraftan fotoğraf makinasını unutmanın acısını yaşarken, diğer taraftan da oldukça zevkli ve sanırım onları bir miktar yoran bir eğitim yaşadık. Eğer siz de çiçeklere meraklıysanız, farklı bir tarif ve çiçek modelleri ile tanışmak isterseniz, 9 Temmuz Perşembe günü yeni bir grup ile verilecek ders için Pasta Malzemeleri sitesinden gerekli bilgilere ulaşabilir ve kayıt yaptırabilirsiniz.

Çiçeklere takık bir halde etraflarda dolaşırken, arkadaş grubumuzda yer alan Çağatay ve Magda'nın kızları Melis'in ilk yaş günü pastası talebi ile karşılaşıverdik. Tek talepleri hafif olmasıydı. Benim ise talebim bir şekilde çiçek ile olayı birleştirmekti. Sonuçta pasta ortaya çıktı ve her iki tarafında dilekleri gerçekleşti. Vanilyalı Lamington Sünger Kek ile Ananaslı ve Limon Aromalı Beyaz Krema buluştu, çiçekler içinde bir bebek uykuya daldı.

happy_brithday

İyi ki doğdun Melis, iyi ki varsınız Çato ve Magda...
Elimde hazırlanmış ve fotoğraflanmış bir reçete var. Hem de yerel bir lezzet. Kimisi çok sever, kimisi asla dönüp bakmaz bile. Yayınlanacak... Sadece biraz zamana ihtiyacı var. Daha doğrusu gelecek bir haberi bekliyoruz. Haber gelir gelmez, burda olacak. Heyecanlı mıyım? Evet...
Hadi hayırlısı...

Hoş bir serinliğin size ve bize uğraması dileği ile...
Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

12 Haziran 2009 Cuma

Bir Cupcake Anatomisi: Magnolia'nın Vanilyalı Cupcake'i... (Magnolia's Vanilla Cupcakes...)

Cupcake…
Hamur kısmından sonra stresli kısım başlıyor. Göz ve el ayarı çok önemli. Standart olma hali bende olduğu gibi siz de mevcutsa, vay halimize. Eşit oranda kalıplara paylaştırma ve fırın başında eşit oranda kabarması için yapılan bilumum istek, rica ve dualar. Fırın ile yapılan bu sohbetin akabinde amaca biraz daha yaklaşma durumu. Krema hazırlığı ve süsleme işlemleri başarı ile tamamlanır. Servise geçilir. İşte bu nokta en can alıcı ve kabileyet isteyen kısmıdır. Hani “Er meydanı, Yiğitler çıksın.” hesabı, başarabilene helal olsun. Çok denedim ama burna bulaşan kremadan ne kendimi ne de çevremi kurtarabildim. Her ne kadar nefes alma organı olarak kendisine pay biçilsede, bir şekilde ilk ısırıkla cupcake kremasının içinde bulur kendini.
Bir bilen varsa; yöntem göstermesini rica ediyorum. Şu anda yenmeyi bekleyen 10 adet cupcake mevcuttur. Onlar bize bakıyor, biz de onlara. Durum acil…

cupcake_bite



Çeşitli filmlerde gördüğüm ve bir kaç arkadaştan duyduğumdan beri bir miktar takıntılı halde tariflerine ulaşma çabası içindeydim. Cupcakeleri ile meşhur “Magnolia Bakery” dukkanın ortağı tarafından çıkarılan ve kendilerine ait özel tariflerin yer aldığı kitabı ellerim arasında tuttuğumda sanki ordan birşeyler yemiş gibi keyifli hissettim. İşin güzel tarafı tarifi deneme aşamasında ise çok yakında piyasa çıkarılacak olan yeni bir ürün elime ulaştı. Yeni, yine ve yeniden şeklinde hepsini buluşturmak işin en eğlenceli tarafı oldu.

Magnolia'nın Vanilyalı Cupcake'i (Magnolia's Vanilla Cupcakes)
"More from Magnolia" kitabından uyarlanmıştır.
12 adet
Hazırlanma Süresi: 10dk
Pişme Süresi: 30dk
Servis Süresi: 30dk
Saklama Süresi: 7 gün

only



Gerekli Malzemeler:

  • ¾ su bardağı Sade Kek Un ( İstenirse aynı ölçüdeki Buğday Ununa , 1 çay kaşığı hamur kabartma tozu ilave edilerek aynı un elde edilir.)
  • 1 su bardağı Un
  • 2 su bardağı Toz Şeker
  • 115gr Margarin veya Tereyağ
  • 2 yumurta (Oda sıcaklığında)
  • ½ su bardağı Süt
  • 1 çay kaşığı Vanilya Aroması
  • 1 su bardağı Damla Çikolata (Opsiyonel)
    Krema için;
  • 200ml Süt Kreması ( 1 küçük paket Tikveşli)
  • 100gr Beyaz Kuvertür Çikolata (Ufak halde doğranmış)


Orjinal tarifte damla çikolata yer almamakta. “Can” çikolata çekerse, “Canan” reçeteye yerleştiriverir. İster onla, ister onsuz. Her iki yolda da keyif alacağınız bir yumuşaklıkta ve lezzette;

  1. Fırın, fanlı olarak 170 derecede ön ısıtma yapılır.
  2. Oda sıcaklığında yumuşak halde olan tereyağ veya margarine mikser haznesine alınarak orta düzeyde, yaklaşık 5 dakika çırpılır. Üzerine şeker ilave edilerek çırpma işlemine 5 dakika kadar daha devam edilir. Pufidik bir görüntü aldığında yumurtalar tek tek karıştırılır. Bütün malzeme karıştırıldıktan sonra mikserin çırpma hızı düşürülür.
  3. Düşük hızda çırpma işlemi devam ederken, un 3 aşamada ve vanilya ile karıştırılan sütü ise aralarda olmak üzere 2 aşamada ilave edilir yani sıralama Un - Süt - Un - Süt ¬Un şeklinde olacaktır. Bütün malzemenin karıştığından emin olduktan sonra bu aşamada arzu edilirse damla çikolata hamura ilave edilir.
  4. Muffin kalıplarına dekoratif cupcake kağıtlarını yerleştirdikten sonra içlerine piyasada satılan düz kağıtlardan da koydum. Amacım, yağlı olan hamurun pişerken dekoratif cupcake kağıtları yağlandırarak görüntüsünde oluşabilecek hataları yok etmekti. Belki yerken 2 kağıt olayı biraz sıkıntı verebilir ama görüntü açısından 12’den vurmuş oluyorsunuz. Hazırlanan hamur, iç kısımda yer alan beyaz kağıtların hizasına gelinceye kadar kalıplara paylaştırılır.

    easy size
  5. Fırında yaklaşık olarak 25-30 dakika kadar pişirilir. Pişme sonunda fırından alınır. 5 dakika kadar tel ızgara üzerinde bekletildikten sonra muffin kalıbından alınarak servise hazırlanır.

Hazırlanan cupcakelerin üzerine adettendir, buttercream (yağlı krema) hazırlanır. Lezzet olarak benim hala alışamadığım bir durum olduğu için beyaz çikolata ve kremadan yola çıkarak, koyu olmayan bir ganas hazırladım. Biraz buzdolabında beklettikten sonra cupcakelerin üzerine sürmeye hazırdılar. O aşamadan önce elime ulaşan yeni ve şişelerine aşık olduğum bir ürün ile hafifçe kremayı flört konumuna getirdim. Bildiğiniz gıda aroması ve bildiğiniz gıda boyası. Ama ikisi küçük bir şişede birleşmiş halde. Yağ bazlı olmasından dolayı beyaz çikolatayı hem renklendirmek hem de aromalandırmak için inanılmaz pratik. Vanilyasını kekte, limon,çilek ve portakallısını kremada kullandım. Sonuç rahatsızlık vermeyen ısırıklar. Sadece gıda boyasından farklı olarak bu üründe ton olarak pastel çalışmak gerekiyor. Canlı bir çilek kırmızı elde etmek istediğinizde koyacağınız miktar fazla olacağı için aroma çok ön plana çıkıyor ve lezzet bir anda acılık kazanıyor. Ufak miktarlar en iyi çözüm. Kullanım alanları dondurma, royal icing, fondant, sütlü tatlılar, vb… Denemeler devam etmekte. Sonuçlar mutlaka paylaşılacaktır. Önümüzdeki hafta raflarda yerini alacak ürün için adres belli.

Pictures

Güzel bir Cuma, pek bir kanatlanasım var. Size de bir çift gönderdim, bakalım nelere götürecekler sizi…
İyi haftasonları,
Sevgiler ve saygılar,

Peçete Alışverişte;

  1. Puanlı Cupcake Kağıtları ve Wo Renkli Gıda Boyaları: http://www.pastamalzemeleri.com/


Devamını okuyun...(Read more...)>>