24 Temmuz 2008 Perşembe

İnek İstifa...

Bölümler halinde yazılar devam ederken, araya başka bir haber vermek durumunda kaldım. Yakın çevre bilir, Bebi 2 yaşını doldurmasına rağmen meme olayı devam etmekteydi. Zaman zaman beni oldukça zorlar konumlar olmadı değil. Maç seyreden koca amcalar içinde, sanki yıllardır ayrı kalmışta yeni kavuşmuş şekilde "meeemeeee" çığlıkları ve bakışların göğüs hizasında kitlenmesi yaşanan anlardan bir örnek... Doktorumuz 1,5 yaşından sonra istersem 2 yaşına kadar meme verebileceğimi söylemişti. Dino bu tavsiyeye şiddetle destek verdi. Benim ona getirdiğim açıklamaların açıkçası pek faydası olmadı. Neyse 2 yaşına bastı. Ve ben tamam dedim. Ama benim tamamın maalesef gerçek anlamda tamam olamadı. Annelerin uzakta olması işi daha zorlaştı. Çünkü bana göre bu bir annenin tek başına başarabileceği bir olay değil. Mutlaka bir destek gerekiyor. Marmaris'e gelme planlarını yaparken insanlar "tatil" dedi ve ben "meme" dedim. Annemlerin yanında bu olayı çözmek daha kolay oldu. Çok basit bir uygulama, açıkçası istemeden yapmak zorunda kaldığım bir yöntem; acı biber sürdük. Hiç ağlamadı. "Acii.." dedi ve güldü. Vazgeçti. Bir, iki deneme... Sonrası tamam... Bitti...
Daha öncekilerde ciddi olarak ben üzülmüştüm. Sanki aramızdaki bağda bir kopukluk olacak ve Bebi benden uzaklaşacakmış gibi hissetmiştim. Sonuca ulaştığımız bu denemede tekrar bu hissi yaşamayı bekledim. Olmadı… Bebi taktik yaptı. Özellikle uyumak için başvurduğumuz olayın şekli değişti. Münevver Anne’nin her gördüğünde “Keşke kızım bunu tülbentle alıştırsaydık.” dediği polar battaniye ile üstüme yatak hazırlayıp, kendini de o yatağa bırakıveriyor. Altta kalana ne olursa olsun mantığı devrede. İşin en acı tarafı öğlen uykusu oldu. Uyumuyor, sonra saat 18.00 sularında hoppaaa anneye tırman ve battaniye ile kapla… Gece uykusu kıvamında. Her şeyi bir anda beklemek olmaz ki…
İtiraf; rahatladım. Özel hayatıma kavuşmuşum gibi hissediyorum.
Sonuç; inek kesin istifa etti…


Devamını okuyun...(Read more...)>>

14 Temmuz 2008 Pazartesi

Durum... Bölüm 1:

Kendime gıcığım hem de feci halde... Sevmiyorum bir, iki aydır kendimi. Kapatıyorum şalterleri. Hayatımda yaşanan heyecanları paylaşmıyorum bile... Dışarı çıkmak istemiyorum. Herşey karar aşamasında. Deveyi gütmek meselesi. Gütmeyi beceremedim. Kendimi başarısız olarak tanımlıyorum. Dışardan bakıldığında herşey o kadar farklı ki... Herşey yolunda... Değil, HİÇBİRŞEY YOLUNDA DEĞİL. Kendime bir nokta bulmaya çalışırken hep virgüller çıkıyor karşıma. Ben de gittim. Annemlerin yanına kaçtım, resmen kaçtım. Kaçış planlarında Dino ve Bebi var. İtiraf ediyorum yanımda onlarında olmasını istemedim ama tek başıma da bu kaçışı beceremezdim. Geldiler, gittik ve vardık. İnsanların içinde oturdum ve gülümsedim. Programı tebrik ettiler ve ben gene gülümsedim. Tık yok ben de... Çünkü bu kadar ağır olabileceğini ve en kaba tabiriyle, sokak argosuyla koyabileceğini tahmin etmemiştim. Her söylediğimde dilimin ucu yandı. Yapacak birşey yok. Karar verildi. Bake Shop Beşiktaş'tan ayrılıyorum. Bütün haklarımı ortağıma devrediyorum. Koca bir yılı değerlendirdik, güzel şeyler yaşandı ve ben bırakıyorum...

Sustuklarımı dışarı çıkarmalı mıyım???

Belki de...

Belki de hep susmalıyım...


Devamını okuyun...(Read more...)>>

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Liste...

Aşağıda yazılacak yazıların listesi bulunmaktadır. Hele bu yazılar yazılmasın Yelda beni parça pinçik punçuk yapar... (Punto Amca, bu kelimeleri kullanmak zorundayım. İçinde bulunduğumuz durumu bundan daha iyi anlatamazdı.)
  1. Bake Shop 1 yıl değerlendirilmesi ve gelinen son durum.
  2. "Pasta Atölyesi" programı ve televizyon macerası.
  3. Araya bunalım tarzında bir iç hesaplaşma.
  4. Gelecek tarifin geçmiş tarif olması için yapılacaklar.
  5. Bebi'nin 2. yaş günü kutlaması. (Başbaşa kutladık ama arkasından yaşananlar)
  6. Doktor tavsiyesi "Tatile git..." Tatilde yaşanacaklar. Daha gidemedik ama olsun...

Kanat olmama az kaldı...


Devamını okuyun...(Read more...)>>