31 Aralık 2008 Çarşamba

Yılbaşı...

2009 yılında yaşanacak olan herşeyin yüzünüzde gülümsemeye sebep olması dileği ile iyi yıllar ve mutlu seneler...



Devamını okuyun...(Read more...)>>

Kısa Bir Geçiş...

Son dakika:

İmdattt, mutfaktayız. Dino demişti "Abartmayınnn!!"...
Migros'ta değil parçası, hindinin kendisi bile yok... Dereotu da yok satıyor...
Kızak fotoğrafını hemen koymak istedim. Amaç 2009'a bırakmamak. Yeni yıl dileklerini pek aceleye getirmek istemedim ama mutaktan yükselen kokular ve çığlıklar beni nedenini anlamadığım (!) şekilde o tarafa çekiyor. Acaba garantilemek için şimdiden kutlasam mı? Yok olmaz, Bebi ile bir kutlama yaparız. Sevgiler ve saygılar...


Devamını okuyun...(Read more...)>>

27 Aralık 2008 Cumartesi

Yılbaşı Kızağına Devam...

Bugün kızak günü... Açıkcası çok heyecanlıyım. Parçaların birleşmesinde sorun yaşamak pek istemediğim birşey. Kaldığımız yerden devam; dün kırmızı royal icing ile yaptığımız çalışmaları tamamlamıştık. Projenin bu kısmından sonuna kadar sadece beyaz royal icing ile çalışma yapacağız. Beyaz rengin 1/3'ü bırakarak (Detay çalışmalarında gerekli olacak.) diğer kısmı su ile inceltiyoruz. Artık süslemeler için hazırız.
Kızağın ön ve arka duvarları olan küçük dikdörtgen parçaların üzerini kapladığımız kırmızının iyice kuru olduğundan emin olduktan sonra detay çalışması için ayırdığımız beyaz ile üzerine noktacıklar koyuyoruz. Bu noktalar kurumadan önce üzerlerine "Sanding Sugar" denilen, tozşekerden biraz daha irice yenilebilinir süsleme şekerlerini kaşık yardımı ile serpiyoruz. Kırmızı taban kuru, beyaz noktalar hala nemli olduğu için şeker sadece bu noktaların üzerinde kalacak, tabana yapışmayacaktır. Aynı işlemi kızağın 2 büyük yan parçalarına da uyguluyoruz. Kısacası nerde kırmızı görürsek, orda beyaz noktalar olacaktır. Noktalar için kullanılan beyaz icing, sıvı olan diğerine göre daha çabuk kuruyacağı için montajı için çok beklemek gerekmeyecektir.







Düzgün yapışması için veya çok gerekli olan ellerinize kavuşmak için su bardaklarından yardım alabilirsiniz. Tereddütüm; bardağı yasladığım zaman süslemenin bozulması idi ama benim tahmin ettiğimden de dayanıklı çıktı. Kızağın iç bölmesi bu şekilde tamamlandıktan sonra gözlerden uzak (özellikle Bebi!!) bir yere kaldırıp, büyük parçalara geçiyoruz. Elimizde mevcut olan 2 büyük parça...

Ortası beyaz benekli, kırmızı zeminli kızak parçalarının üst ve alt tabanlarını su ile inceltiğimiz beyaz icing ile kaplıyoruz. Kaplama yaparken ilk önce kontür çekmekte fayda var. Eğer kontürün belirgin olmasını isterseniz daha sert hazırlanmış icing ile çekebilirsiniz. Kontür belli olmasın derseniz, o zaman daha akışkan olan icing ile hatları belirler, 1-2 dk bekledikten sonra iç kısmını doldurabilirsiniz. Bu şekilde hiç iz kalmayacaktır ve sıvı olan icing kurabiyenin yanlarından akmayacaktır.

Büyük kızak yan parçalarının beyaz olarak kaplanmış üst kısımlarına gene iri şekerlerden serpilir. Bu serpe işlemi tamamlandığında hareket kazandırmak için üzerine süsleme çizgileri çekilir. Beyaz kaplanmış alt kısım ise tam kurduğundan emin olduktan sonra gümüş renkli Parıltı Tozu (Luster Dust) devreye girecektir. Toz olarak kullanılacağı gibi aynı zamanda alkol ile birleştirilerek sıvı hale getirilebilinir. Pek çok rengi mevcut. Özellikle alkol ile sıvılaştırılmasının sebebi, alkolun kısa sürede buharlaşması ve uygulandığı yüzeye (Şeker Hamuru, Royal İcing, vb...) zarar vermemesi. Alkol ekleyerek sıvılaştırdığımız tozu, bir fırça yardımı ile kızağın beyaz icing ile kaplanmış alt kısmına sürüyoruz. Kuruması çabuk olacaktır.








Artık parçaları birleştirme zamanı. Kızağın iç çıkmasının havada kalması için yerden belli bir mesafede yukarda olması gerekiyor. Şablonda bu mesafenin yüksekliği belirtilmiş. Uygun yükseklikte bir eşya bulduğunuzda montaj oldukça rahat olacaktır. Üstüne yerleştirdikten sonra yan yüzeylere beyaz icing sürerek büyük parçaları yapıştırabilirsiniz. Gene bardaklardan destek yapılarak kuruması için bekliyoruz.
Sona 2 kala:

Bütün parçalar hazır, birleşme işlemi tamamlandı ve bitti. Pazartesi günü içinde yılbaşına özel kurabiyelerle sizin huzurlarınızda olacaktır. Şimdilik müsade ve iyi haftasonları...






Peçete alışverişte:

  1. Parıltı Tozu (Luster Dust): http://www.pastamalzemeleri.com/
  2. Kum Şeker Süslemesi (Sanding Sugar): http://www.amazon.com/ /Americolor


Devamını okuyun...(Read more...)>>

26 Aralık 2008 Cuma

Yılbaşı Kızağı... (Santa's Sleigh Centerpiece)

Aslında bu projenin çıkış noktası Ufuk... Yaptığı kurabiye sepeti ve kitaptaki fotoğrafı gördüğünde "Bunu kim yapmıştı?" şeklinde soruları bizi bu günlere getirdi. Gerek masa üstü süsü olarak kullanılabilen gerekse yenebilme özelliklerinden dolayı biz kendisine pek sevimli gözlerle baktık. Yapım aşaması 2 gün sürüyor. İlk gün kurabiyelerin hazırlanması ve bazı parçaların süslenmesi, 2.gün birleştirilmesi. Tarif, notlar ve şablon ile huzurlarınızda;

Zencefilli Çörek (Gingerbread Cookies):

















Hazırlanışı: 15 dk + 30dk dinlenme süresi
Pişme Süresi: 16 dk.

Gerekli Malzemeler:
  • 5 cup / 5,5 su bardağı un
  • 230gr margarin (oda sıcaklığında)
  • 1 cup/ 1+1/4 su bardağı toz şeker
  • 1 yumurta
  • 1 cup/ 1+1/2 su bardağı pekmez
  • 4 teaspoon / 4 tatlı kaşığı zencefil (silme)
  • 2 teaspoon / 2 tatlı kaşığı tarçın (silme)
  • 2 teaspoon / 2 tatlı kaşığı karanfil (silme)
  • 1/2 teaspoon / 1 çay kaşığı tuz (silme)
  • 1 portakal kabuğu rendesi (opsiyonel)

Fırın 180 derecede fansız olarak önısıtma yapılır. Margarin ve toz şeker yumuşak şeker kıvamına gelene kadar çırpılır. İçine yumurta ve pekmez ilave edilir. Diğer taraftan un ve baharatlar elenir ve bu karışıma 2 bölüm halinde eklenir. Karışım hamur kıvamına geldiğinde yuvarlak bir disk halinde dinlenmek üzere buzdolabında yarım saat bekletilir.
Kitapta bahsi geçen tarifte 1 çay kaşığı karbonat yer almakta. Özellikle 3 boyutlu kurabiye çalışmalarında karbonat ilavesini dahil etmiyorlar. Amaç hamurun kabarmasını engellemek. Bu tarif ile hazırlanan kurabiyelerin en güzel tarafı üzerinin çatlamıyor olması. Yani fırına nasıl veriliyorsa o şekilde çıkıyor. Çekme payının da az olduğunu söyleyebilirim. Dinlemiş hamur artık kalıplarla kesilmeye hazırdır. Un serpilmiş tezgahta yaklaşık 3-4mm'lik bir incelikte açılır. Soğuk olan hamurun çok kolay açıldığını ve kalıplarla çok kolay kesilerek, formu bozulmadan fırın tepsisine alındığını da belirtmeden geçemeyeceğim.


Kullanacağımız şablona bir tık ile ulaşabilirsiniz. Kitapta bu şablonun %200 büyütülerek kullanılması tavsiye edilmiş. Açıkcası büyütme işlemi yapılırken tereddüt yaşayarak %150 'de karar kıldım. Hazırlanan hamur hem bu ölçüye yetti hem de başka kurabiyeler yapma şansım oldu. Şablondaki parçaları kestikten sonra açılan hamurun üzerine yerleştirin.Hamur yağlı olduğu için kağıdı tutacak ve siz kolayca kesebileceksiniz. Parçaları hazırlarken dikkat edilecek tek nokta kızak için hazırlanacak ve üzeri süslenecek olan 2 şekilli yan parça. Bu büyük parçaları keserken şablonu ilk önce düz olarak kullanıyoruz. İkinci parçayı kesmek için şablonu ters çevirmek gerekiyor. Bu şekilde ayna görüntüsü dediğimiz durum gerçekleşmiş oluyor. Bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta büyük olan bu iki parçayı tepsiye aldıktan sonra detay kesimlerini yapmak gerekiyor. Diğer türlü tezgahta kesildiği takdirde tepsiye taşınırken formunun bozulma ihtimali olabilir. Ayrıntıları kalıptan kesip almak için gene şablonu ve bir adet iğneyi kullandım. Şablon hamurun üzerine, detay çalışması iğne ile... Şablonu kaldırdıktan sonra iğnenin açtığı açtığı noktaları bıçak ile birleştirip keserek gayet rahat şekilde çıkarabilirsiniz.



Toplam 5 parçamız olacak:

  • Büyük Kızak Parçaları*2
  • Küçük Boy Dikdörtgen Parça*2
  • Orta Boy Dikdörtgen Parça*2
  • Büyük Boy Dikdörtgen Parça*1

Kalıplar hazır. Şimdi fırınlama zamanı. Bu tür çalışmalarda kurabiye parçalarının biraz sert olması, kolay kırılmaması istenir. Normalde 10-12 dk. olarak pişirdiğimiz parçaları, bu çalışma için 16 dk. fırında tutuyoruz. Fırına konduktan 12 dk. sonra sürekli kontrol etmekte fayda var. Bir anda yanabilme ihtimaline karşılık...Hazırlanan kurabiye parçalarının iyice soğuduğundan emin olduktan sonra süsleme kısmına girizgah yapılır;

Royal Icing:


















Hazırlama süresi: 15 dk.

Gerekli malzemeler:

  • 1/4 cup / 1/4 su bardağı mereng tozu (Merigue Powder)***
  • 1/2 cup / 1/2 su bardağı su
  • 4 cup / 4 su bardağı pudra şekeri
  • İnceltmek için su


***Mereng tozu (Merigue Powder) : Yumurta akı tozu ve şeker karışımı.

Mereng tozu ve suyu mikser yardımı ile köpürtülür. İçine azar azar pudra şekeri ilave edilir. Çırpma telinden akmayan ir kıvam elde edilinceye kadar çırpılır. Pudra şekerinin herhangi bir parçalayıcıda öğütülmesi faydalı olur. Böylece çırpma işleminin süresi kısaltılmış olur. Hazırlamış olan royal icing kremasının bir kısmını beyaz olarak bırakırken bir kısmına kırmızı jel boya ilave edilir. Dikkat edilmesi gereken noktalar, krema kurumaya başladıkça koyulaşacaktır. O yüzden kullanılacak rengi belirlemek için boyayı az ilave etmek doğru bir seçim olur. Hazırladığımız kırmızı rengi su ile bir miktar inceltiyoruz. Özellikle kurabiye zeminini rahat doldurmak için bu işlem gerekli. Sıkma tüpüne doldurduktan sonra kullanılmaya hazırdır. Kırmızı renk ile hazırlayacağımız parçalar. 2 büyük parçanın ortası ve 2 küçük dikdörtgenlerin tamamı. Daha sonra üzerlerine beyaz noktalar yapılacağı için ilk önce bu parçaların kırmızı kremasının kuruması gerekiyor. Tüp yerine sıkma torbası da kullanılabilinir. Fakat kalan royal icing'in saklanması için bu tüpler daha pratik oluyor. Aynı zamanda farklı uçlarla da çalışabilme şansınız var. Kısacası temiz ve pratik... Bundan sonra yapılması tek gereken şey; kızağın iç kısmı için ön hazırlık yapmak. Büyük boy dikdörtgen parçayı taban olarak kullanılacaktır. 2 adet orta boy dikdörtgen parça resimde görüldüğü gibi üstüne (Kesinlikle yandan değil!) beyaz kremayı yapıştırıcı olarak kullanarak birleştiriyoruz. Düz durması için yanlarına bardak ile destek yapabilirsiniz.


Kısaca 1.günün özeti:

  • Hamurun hazırlanması ve kalıplar ile kesilerek pişirilmesi,
  • Royal Icingin hazırlanması,
  • Kırmızı Royal Icing ile süslemelerin yapılması ve kurumaya bırakılması,
  • Kızağı iç kısmı için toplam 3 parçanın birleştirilmesi.

Bakalım bütün parçaları kazasız, belasız birleştirebilecek miyim?

Not: Farklı bir kızak hikayesi Nesli'de...


Peçete'de alışverişte;
  1. Mereng tozu, Gıda Boyası, Sıkma Tüpleri: http://www.pastamalzemeleri.com/
  2. Baharatlar: Zencefil Etiler, http://www.zencefil.com/


Devamını okuyun...(Read more...)>>

25 Aralık 2008 Perşembe

Yılbaşına Hazırlık...

Yılbaşı için renkli birşeyler hazırlama düşüncesi Sevgili Ufuk'un destekleriyle ve baskılarıyla oldu dersem yalan söylememiş olurum. Yeni yıla girmemize az kala yağan kar, depodan çıkardığımız ağacımızı gören Bebi'nin yüz ifadesi açıkcası mutfakta üretim yapmak isteği doğurdu. Kar ile ne alakası var denilebilinir ama içimdeki kramplar -ki biz bunlara kendi aramızda çoşku diyoruz, fırınla bir randevuya sebep oluyor. Şimdi hazırlık kısmına geçmeden önce planımı açıklıyorum. Bu yazıyı sadece ufak giriş olarak düşünün. Elimde doğumgününde hediye edilen bir kitap var. Tarif mevcut, proje hazır... Bu iki gün içinde bir nevii naklen yayın gibi "Muftak'ta Neler Oluyor?" şeklinde fotoğraflı, 5 kısım tekmili birden fotoroman tadında yayın yapacağız. Bir de salonda süslenmeyi bekleyen ağaç var... Kahramanlar aynı, kadroda değişiklik yok. Anne, anneanne, Bebi...

Kısaca kitap tanıtımını yapalım;

"Cookie Craft" kitabı uzun zamandır, kurabiye yapımı konusunda başvuru kaynağım oldu. Tariflerin birebir uygulanabilir olması ve lezzetinin onay alması, kitaba olan güvenirlilik katsayımı arttırdı. Özellikle verilen tavsiyelere ve ipuçlarına uyulduğunda sonuçlar başarılı. Kurabiye süslemeleri ile ilgili örnekler oldukça fazla ama fotoğrafları gördüğünüzde hayalkırıklığınız olabilir. 4 proje şemaları ile birlikte adım adım anlatılıyor. Bunun dışında çocuklarla kurabiye partisi yapmak isterseniz (doğumgünlerinde mesela...) size bu işin organizasyonu, yapmanız gerekenler konusunda detaylı bir yol gösterici. Kısacası kurabiye ve süslemesi ile ilgili teknik bir kitap. Yılbaşı için seçtiğim tarif ve uygulama bu kitaptan.
Valerie PETERSON ve Janice FRYER
158 sayfa ve renkli
Basım yılı 2007
$12,89 Amazon


Devamını okuyun...(Read more...)>>

23 Aralık 2008 Salı

Birazcık Pasta...

Bebi'nin grip salgınından nasibini alması ve 2.5 yaş krizinin evde fırtına gibi esmesi son dönemde yaşadıklarımızdan. Bir de 2 doğumgünü. Fotoğrafları siteye koyma açısından bir miktar tereddüt yaşadıktan sonra özellikle babamın doğumgünü pastasını görmek isteyen Aynur Teyze'nin psikolojik baskısına dayanamadım. Modelleme hamuru konusunda (çabuk kurumasından dolayı) biraz dertliyim. Kendimce formüller geliştiriyorum. İçim tamam dediğinde tarif yayında olacaktır. İlk önce Arda'nın pastası;







Belki de aileden birisine yaptığınız pasta modellemesi en zoru. Onunla ilgili çok şey bilmek pasta modellemesi ile ilgili çok şey yapmayı istemek sonucunu doğuruyor. "O da olsun, ayyy bunu da sever..." gibi. Açıkcası durumu özetlemek ve seçenekleri azaltmak gerekiyordu. Sonuçta torunlarının ve Goldy'nin olduğu bir model ortaya çıktı. Hayalini kurduğu baba koltuğunda;






















Peçete'den Baba'ya Not:
Şanslı olduğumu bazen unutuyorum sanırım. Hayatta en sevdiğim ve gurur duyduğum sıfat;
"Babasının Kızı"...


Devamını okuyun...(Read more...)>>

22 Aralık 2008 Pazartesi

Sadece Taban Tarifi...

Fotoğraflama sırasında yaşananlar günışığına çıktıktan sonra aklıma sadece tabanların tarifi vermek geldi. Tatlı ve tuzlu olarak yapımı kolay, buzdolabının dondurucu kısımda saklanabilecek tarifler. Biraz aceleciyim. Yılbaşı için hazırlık derdindeyim. Renkli hem de capcanlı olsun istiyorum.
İlk önce Tatlı Taban tarifi;


Tatlı Taban Tarifi:





Hazırlanma Süresi: 15 dk + Dinlendirme Süresi
Servis Süresi: 1 saat
Servis Adedi: 8 adet 10cm'lik Turta Kalıbı

Gerekli Malzemeler:
  • 1 yumurta (Hafif Çırpılmış)
  • 110gr / 1/2 cup / 3/4 su bardağı toz şeker
  • 140 gr margarin (soğuk)
  • 250gr / 1+2/3 cup / 2.5 su bardağı un
  • 2 teaspoon /2 tatlı kaşığı soğuk su

Hazırlanışı:

Fırın 160 derecede fanlı olarak ön ısıtma yapılır. Un, şeker ve margarin, ekmek kırıntısı görüntüsü alıncaya kadar yoğrulur. Yumurta ve su ilave edilir. Yapışmayan bir hamur elde edilinceye kadar yoğurulur. Buzdolabında 30dk bekletilir. Merdane yardımı ile açılır ve kalıba alınır. 20dk daha bekletilir. Buzdolabından alınan turta kalıbı ön ısıtma yapılmış fırında içine kabarmaması için ağırlık konularak (nohut, kuru fasulye, vb.) pişirilir. Süre sonunda içindekiler boşaltılır ve tekrar kızarması için 15dk daha pişirilir. Afiyet olsun...

Tuzlu Taban Tarifi:
Hazırlanma Süresi: 15 dk + Dinlendirme Süresi (30 dk)
Servis Süresi: 1 saat
Servis Adedi: 50 adet minik Turta Kalıbı

Gerekli Malzemeler:

  • 3,5 su bardağı un
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 250gr margarin (soğuk)
  • 1/2 su bardağı buzlu su

Hazırlanışı:

Tatlı taban altı ile aynı şekilde hazırlanır. Hamurun içine arzu edilirse çeşitli baharatlar konur. Hamur soğutulduktan sonra elastik bir yapıya sahip olacaktır.

Peçete'den Notlar:

  1. Hamurun soğuk olması çok önemli. El sıcaklığı yüzünden hamurunuzun sertliğini kaybetmemesi için, buz dolu bir kapa ellerinizi sokup çıkarabilirsiniz.
  2. Kalıbının içinde buzdolabında bekletilen hamur, fırında daha az çekme yapacaktır.


Devamını okuyun...(Read more...)>>

19 Aralık 2008 Cuma

Son Gün, Toscana... Bölüm 2:

Artık son kurulacak cümleler Toscana Bölgesi için;

Saat 17.00'de havaalanında olmamız gerekiyor ve biz Pisa'ya ulaştığımızda saat 14.00... Geri sayım başlamış havasında inanılmaz bir hızlılıkla bir park yerine girdik ve arabayı bıraktık. Kalabalığın olduğu yere yöneldik. Piazza dei Miracoli (The Miracle Square - Büyülü Meydan) Surlarının çevrelediği alana girmek için kapıdan geçtik. Ve...
Hani canlısını görmek hissi var ya o his, benim için en üst noktasına ulaştı. Lisede okurken en sevdiğim ders "Sanat Tarihi" idi. Özellikle İtalya kısmı benim için çikolata tadındaydı. Ve şimdi kitaplarda gördüğüm, televizyonda seyrettiğim bu muhteşem alan karşımda, elimi uzatsam dokunacak mesafede idi... Gezi noktalarına geçmeden önce biraz bilgi:
La Piazza Del Duomo surlarla çevrili hala sivil yaşamın devam ettiği bir alan. İçinde yerel halkın yaşadığı küçük binaların yanı sıra Kule (Pisa Kulesi), Katedral, Mezarlık, Opera ve Fresklerin sergilendiği 2 müze, Vaftizhane yer almakta. Farklı bilet uygulamaları burası için de geçerli. Gezmek istediğiniz yerleri belirleyerek toplu bilet alabilme şansınız var. Aynı zamanda gezdiğiniz yerde oldukça büyük bir halk pazarı niteliğinde hediyelik eşyalar satan dükkanlardan (Pazarlıkla etmeniz tavsiye edilir.) alışveriş yapabiliyorsunuz. Kule, Katedral ve Vaftizhane oldukça geniş bir çim alanın üzerine yapılandırılmış. Normalde aralarda dolaşan görevliler çimlerde yatan, güneşlenen kişileri dışarı çıkarıyorlar ama kuralların pek işlemediğini söylesem yalan olmaz.












Kalan 2-3 saatimiz sebebiyle sadece 3 büyükler olarak nitelendirdiğim Kule, Katedral ve Vaftihane gezmeye karar verdik. Koşarak giriş biletlerinin olduğu kısma yöneldik. İlk hedef Torre (Kule/Pisa Kulesi)... Önümüzde elektronik bir pano, birşeyler yazıyor. Dino sırada, kolunu çekiştirdim. Panoyu gösterdim. "Hadi beee..." dedik. Efendim durumu özetliyoruz; kuleye yarım saatte bir 40 kişilik grup alıyorlar ve saat 17.30'a kadar dolular yani ancak 17.30 grubuna yazılabiliyoruz. Bu noktada uçağa bizi beklemesini söyleyemezdik. Omuzlar düşmüş bir şekilde ordan çıktık. Kuleyi gezmek isterseniz erkenden gitmekte fayda var. Bilet aldığınız yerde size özel dolaplar veriyorlar. Kuleye çıkarken fotoğraf makinası ve video kameralar dışında hiçbir şeyi yanınıza alamıyorsunuz. Aynı zamanda kalp hastası olan ve sağlık durumu el vermeyenlerin kuleye çıkmalarını tavsiye etmiyorlar. 300'den fazla basamak tırmanmak gerektiği ve kaygan bir zemin uyarısı yapıldığı düşünülürse bence haklılar. 12yy. yapımı başlayan kulenin 14yy. da yapımı bitiyor. Eğiminin neden kaynaklandığı konusunda herhangi bir bilgi yok. Eğiminin devam etmesinden dolayı izin alarak dışardan müdale ile eğim olan taraftan destek yaparak bu durumun önüne geçmişler. 142 mt yükseklikteki kulede hala restorasyon çalışmaları devam etmekte.
Kule'nin çevresinde fotoğraf çeken ve çekilen insanları çoğunluğu beni şaşırttı. Bir de nedense elleriyle garip şeyler yapıyorlar. Sonradan anlaşıldı ki inanılmaz bir yardımseverlik için hepsi Pisa kulesini düzeltmeye taşıyorlarmış. Hatta buraya kadar gelip te bu şekilde fotoğraf çekilmezse bizi adamdan saymıyorlarmış. Bu konuda Dino'yu manken olarak kullandım. Ben ise kendimce farklı bir yorum getirmeye çalıştım ama yanlış odaklanma yüzünden istediğim sonucu alamadım ve gördüm ki herkesin aksine yıkıcı bir güç sergilemişim...



















Sırada Vaftizhane; 12yy. yapımı başlayan ve savaşlar sebebiyle 13yy. sonunda biten, 55mt yükseklikteki yapının 4 giriş kapısı bulunmakta. 2 katlı inşa edilen yapı oldukça sade olarak tasarlanmış. İçerde yüksek sesle konuşmak yasak. Ses yükseldiğinde görevli "sessizlik" şekilde oldukça yüksek sesle (!) uyarıda bulunuyor.




















Ve en son durak Katedral; 11yy. başlayan katedral 2yy gibi sürede bitiriliyor. Katedral'in tavanları da dahil olmak üzere içerde inanılmaz süslemeler var. Özellikle mermer işçiliği karşısında denebilecek hiçbir şey olamaz. 2 katlı ama sadece giriş katını gezmenize izin veriliyor.



















Şimdi havaaalanına gidiyoruz.
Uçaktan Toscana'ya bir bakış... Dino'dan bir el dokunuşu;
"Geleceğiz, sana söz..."
Peki...


Devamını okuyun...(Read more...)>>

18 Aralık 2008 Perşembe

Son Gün, Toscana... Bölüm 1:

Artık İtalya macerasının sonuna geldik. 4.gün;
Nedense bavulları toplama konusunda bir garipliğim vardı. Mehter marşının farklı yorumuyla, bavula 2 koyup 1 alma durumundaydım. Bavul toplanmadığı için dönüşümüz iptal olabilir miydi? 1 gün daha kalma ihtimalimiz yüzde kaçtı? Dino sürükleyerek beni kahvaltıya indirdi. Elimizde Toscana kitabı ile rotayı belirledik. (Tomtom bu işe ne der bilmiyorum? Sonra intikamı acı oldu. Acaba bir teknolojik alete daha ne kadar insan muamelesi yapacağım? Daha ne kadar soru soracağım?)

Kitabın küçücük bir kenarında Pinokyo ile ilgili birşeyler, bir yerler var. Kaldığımız otele yakın ve Pizza yolu üzerinde. Collodi küçük bir kasaba. Her zamanki gibi gene tepelerde kurulmuş. Kocaman bir meydan ve meydanın hemen içinde 1956 yılında açılmış olan Pinocchio' Park (Pinokyo'nun Parkı). Yanındaki otoparka arabamızı bıraktıktan sonra, park kapısının önündeydik. Gezilecek yerlerle ilgili farklı giriş ücretleri var. Seçim Pinokyo Parkı ve Garzoni Bahçesi. Tutar adam başı 20€. Maşallah dedim içimden. Cimriliğim tuttu...Ya niye verdik şimdi?



















"Verdiğim paraya değdi." kavramı bizlere özel mi yoksa evrensel bir deyiş mi bilemiyorum ama gerçeklik payı çok yüksek. Açık kalan ağzımı kapatmakta zorluk çekiyordum. İnanılmaz büyüklükte bir park karşımızdaydı. Giriş anından itibaren herşey Pinokyo ve kitabında yer alan kahramanlarla ilgili. Bronzdan yapılmış heykeller yürüdüğümüz yeşil daracık taş yolda karşınıza bir anda çıkıveriyor. Sanki "cee-e.." havasında. Yapılan bir yarışmada parkta sergilenmeye layık görülen 21 bronz eserin yarattığı etki yabana atılır cinsten değil. Tam bir külterel alan olarak nitelendirebileceğim parkta 90mt2'lik devasa bir mozaik alanı bulunmakta.




















Ve karşımızda bizi yutmak üzerine sessiz ve sakin şekilde bekleyen balina....


Parkın içinde aynı zamanda kapalı bir sergi salonu ve çocuklar için oyun bölümleri, çadırları var. Çok hızlı bir şekilde gezdiğimiz parkın son noktası burasıydı. Bebi'nin burda olmasını çok isterdim. Aklımın bir diğer tarafında ise Keloğlan ve Nasreddin Hoca vardı...




















Pinokyo Park'ın çıktığımızda ikimizin de yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. İkinci ziyaret yeri ise Garzoni Bahçesi ve Villası idi. Bir bahçe ne kadar büyük olabilir ve yerel halkın villa dediği şey acaba benim için saray olabilir mi? Giriş kısmından başlayıp en yükek noktasına ulaştığımızda zafer çığlıkları atıyorduk. 18.yy yapımı olan bu alan birçok filmlerde mekan olan kullanılmış.





Villa'yı gezme şansımız süre anlamında yeterli olamayacağı için direkt olarak bahçenin içinde yer alan kelebekler evine yöneldik. Kapalı ve sıcak bir ortam. Kaldığımız 10 dakikalık süre içinde terlemenin dışında objektifin camı bile buğulandı. Ben kelebeklerin fotoğraflarını çekmeye çalışırken Dino camlı bölmelerde sergilenen zehirli böceklerin peşindeydi.





















Tekrar gidilmesi gereken yerler listesinde en üst sıraya koyduk Collodi kasabasını...

Artık dönüş yolundayız. Uçak Pizza'dan kalkacak. Oraları görmemiz için 2-3 saatimiz var. Son noktaya doğru yol alıyoruz....

İlgili adresler: http://www.pinocchio.it/


Devamını okuyun...(Read more...)>>