23 Mart 2007 Cuma

Bebi Büyüyor.. Amanınn...

Bebi artık 9 aylık oldu. Doktoru artık yavaş yavaş normal yemeklere yani anne-baba yemeklerine başlayabileceğini söyledi. Bunu öğrenen annesi ise hemen delirmiş bir vaziyette, Bebi için (Sanki kendileri için yapmıyormuş gibi oldu ama neyapalım, cümlenin gelişi böyle oldu. Kusura kalmayın artık!) mutfaktaki malzemeleri tezgaha döküp, "ne yaparım" şeklinde öyle bakakaldı. Kolay değil; KARNABAHAR vardı. Evde yenmesi en kritik sebze. Anne onu aldı, havaya attı, tuttu ve bir daha attı. Karnıbahar 2 perende, 3'lü salto atarak fırın kabının içine kıymalı ve beşamel soslu olarak düştü. (Önemli uyarı; evde tek başınıza denemeyin. Mümkünse eş, akraba, dostlarınızı çağırın. Tek başına bir zevki olmuyor. ). Akşam oldu, ışıklar yandı ve yemek hazırdı... Dino " kereviz güzel olmuş" dedi. (Bak şimdi, kereviz dedi yaa, şimdi ben onu blog dünyasına tanıştırmaz mıyım?!!! Ahaa intikam!!) Bebi bir kaşık aldı veee... Nasıl yani ? Arkadaş ikinci kaşık için bekliyor... Amanın gurur duydum kendimle...
Şimdi burda durum biraz karışıyor. Çünkü, artık nasıl mevsimler birbirine girdiyse; sebzeler ve meyvelar da karıştı. Sadece yazın olması gereken kabak, domates; tezgahta veya raflarda karşımıza çıkıyor. Sevgili Esra, bu konu ile ilgili sitesinde çok güzel bir tablo yayınladı. Gördüğümde çok mutlu oldum. Taylan Kümeli'nin hazırladığı bu tablo, tam buzdolabı üzerine mıknatısla tutturmalık... Hani o çok sevdiğiniz fotoğrafların ve önemli telefonların yanına...


Devamını okuyun...(Read more...)>>

Kırmızı Koydum Adını...

Kırmızı zor renktir. Taşımak cesaret ister, yürek ister. Özgür ruhludur... Savaşır bazen... Bazen de sakinleşmek ister, kendi bedeninden uzaklaşıp dünyaya bakmak ister. Zordur onunla yaşamak ama bir o kadar da kolay. Kırmızı koydum senin adını...

Çiçeklerinle geldin bana, farkında bile değildin. Nergisin kokusunu taa uzaklardan yaşattın bana. Gecenin dördünde konuştun benimle. Aldım seni, bir pazar günü Abant'a götürdüm yanımda. Kimse görmedi, duymadı... Her tarafta kar vardı. Senin gözünle ben seni çektim orda... Sende hep renkler vardı. Ben de ise kırmızı... Gel, kal dedim... Sana dumanı üstünde sahlep içirivereyim dedim. Kalamam dedin, yolum uzun... Plastik çiçekli arabayla yolcu ettim seni, sevmedin plastik çiçekleri; bunlar olmamış buraya dedin. Sen üzülme ilkbaharda tazesini koyarız dedim... Gülümsedin ve uzaklaştın... El salladın bana... İrkildim, tek başımaydım... Gerçekte var mıydın? Belki de...

Hani hiç beklenmedik bir anda ve bir yerde aklınıza birisi gelir. "Aaa keşke burda olsaydı veya burda olsa kesin bunu söylerdi, şunu yapardı" diye düşünürüz. İşte sen ordaydın ve bu kareler senin için çekildi... Teşekkür ederim sohbetlerin için, teşekkür ederim kadir, kıymet bildiğin için...










...
...
Kırmızı güzeldir,
Kırmızı çoşkudur,
Kırmızı yaşam sevincidir...
...
Kırmızı koydum adını...
















Devamını okuyun...(Read more...)>>

22 Mart 2007 Perşembe

Napoliten Kurabiye (Neopolitan Cookies)

İtalya'da Beş Çayı... 2. Bölüm

İtalyan Krema Kek'i yaptıktan sonra ve hala evde İtalya aryaları (Bebi bana birşey anlatmaya çalışıyor ama ben anlamıyorum galiba!) söylenirken, yaptığım araştırmalar neticesi bir de kurabiye tarifi buldum. Kek kadar meşhur mu, açıkcası bilmiyorum. Etrafta tarif var ama kurabiye ilgili dedikodu yok. Bunun için Dino Bey'e rica ettim, bizi bir İtalya'ya götürüp getirecek. Blog camiasına uyduruk kurabiye tarifi vermeyelim, ayıp olur. Sonra öyle "Napoliten Kurabiye" yok derlerse altından kalkamayız valla...


Napoliten Kurabiye















75-80 adet
Hazırlanma süresi: 35 dk
Pişme süresi: 12 dk
Servis süresi: 24 saat

Gerekli malzemeler:
  • 225 gr margarin
  • 280 gr toz şeker
  • 1 yumurta
  • 1 1/2 çay kaşığı vanilya
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 250 gr un (elenmiş)
  • 1 1/2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 28 gr bitter çikolata (eritilmiş)
  • 50 gr ceviz
  • 1-2 damla kırmızı gıda boyası (Ben 1 tatlı kaşığı vişne suyu kullandım.)
  • 1/2 tatlı kaşığı hindistan cevizi


Yağ ve şeker, şeker iyice eriyinceye kadar mikser ile karıştırılır. Hazırlanan karışıma yumurta eklenip iyice yedirilir. Un, tuz, vanilya, kabartma tozu ilave edilir. Hamur 3 kısma ayrılır. Birinci kısma hindistan cevizi, ikinci kısma vişne suyu, üçüncü kısma benmari usulü eritilmiş çikolata ve ceviz ilave edilir. Kaşık yardımı ile ilk önce hindistan cevizli karışım, alimunyum kaplı dikdörtgen kalıba yerleştirilir ve üstü düzleştirilir. Sırası ile vişne ve çikolatalı hamur, bu hamurun üstüne yerleştirilir. Buzdolabında en az 24 saat, en fazla 2 gün bekletilir. Süre sonunda yaklaşık yarım santim olacak şekilde, keskin bir bıçakla dilimlenir. Fansız 175 derecede ön ısıtma yapılan fırında 12 dk pişirilir. Piştikten sonra fırından çıkarılıp soğuması için ızgaraya alınır. Afiyet olsun.

Peçete'den notlar:

  1. Oldukça tatlı bir kurabiye. Şeker miktarını azalttığınızda yağ oranını da azaltmak gerekiyor.
  2. Piştiğinde incecik oluyor. Ne kadar kalın keserseniz kesin bu sonuç değişmiyor.
  3. Pişme süresi fazla geldiğinde kıtır kıtır oluyor.
  4. Tarifin orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.


Devamını okuyun...(Read more...)>>

Dünya Su Günü

"Bir varmış, bir yokmuş...Evvel zaman içinde, masal bu ya; dünyamızın dörtte üçü su ile kaplıymış..." diye başladı büyükanne ve devam etti: " koskocaman denizler vardı..." torunları inanmayan gözlerle baktılar: "büyükanne, nerden uyduruyorsun böyle şeyleri? " Büyükanne gülümsedi...
Bu masalı yazmamak elimizde... Sadece biraz daha dikkat...
"Dünya Su Günü" kutlu olsun...


Devamını okuyun...(Read more...)>>

İtalyan Krema Kek (Italian Cream Cake)

İtalya'da Beş Çayı... 1.Bölüm

Gönül isterdi ki iki bölüm birden olsun, ama görüntü düzgünlüğü açısından bu şekilde olmasını istedim. Tabi bir de tek yorum yazarak durumu kurtarmayalım, lütfen... Herbirine ayrı ayrı yorum (Bugün biraz kaprisli miyim acaba? ) isterim. İki önceki yazımda belirtiğim gibi, evde bir İtalya havası eserken posta kutuma bu kekin tarifi geldi. İnternette biraz araştırma yapınca bu kekin oldukça çok kullanıldığını, özellikle nişan , düğün pastaları için tercih edildiğini öğrendim. Şimdi gel sen bunları öğren, sonra da yapma! Olmaz öyle şey;


İtalyan Krema Kek























10-12 kişilik
Hazırlanma süresi: 35dk
Pişme süresi: 40-45dk
Servis süresi: 1,5-2 saat


Gerekli malzemeler:
  • 115 gr margarin (oda sıcaklığında)
  • 120 gr sıvı yağ
  • 250 gr toz şeker
  • 5 yumurta sarısı
  • 5 yumurta beyazı, çırpılmış ve kar haline getirilmiş
  • 1 su bardağı buttermilk*
  • 220 gr un (elenmiş)
  • 1 1/2 çay kaşığı karbonat
  • 1 1/2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 1/2 çay kaşığı vanilya
  • 110 gr dövülmüş ceviz
  • 70 gr hindistan ceviz

* 1 su bardağı buttermilk için; sıcağa yakın 1 su bardağı sütün içine 1 yemek kaşığı limon suyu eklenir ve süt kestirilir. Soğuduğunda kullanılıma hazırdır. Kaynak: Sweet Kitchen

Fırın; 170 derecede, fansız ön ısıtma yapılır. Buttermilk ve yumurta beyazları hazırlanarak bir kenara ayrılır. Mikser ile margarin, sıvı yağ ve şeker iyice çırpılır. Hazırlanan bu karışıma yumurta sarıları tek tek eklenir. İyice çırpıldıktan sonra un, kabartma tozu, karbonat, vanilya ve en son buttermilk ilave edilir. Ceviz ve hindistan cevizinden sonra , karışımın içine 3 seferde kar geline gelmiş yumurta beyazları elde karıştırarak ilave edilir. 9" kalıpta yaklaşık 40-45dk. pişirilir. (bkz; notlar) Afiyet olsun.




Peçete'den notlar:
  1. Tarifte kek hamuru 3 adet 9" kalıba bölüştürülüp, yaklaşık 25-30dk. pişiriliyor.
  2. İkinci denememde 2 adet 10" kalıpta pişirdim. Pişmesi yaklaşık 30-35dk. sürdü.
  3. Kekin kreması için farklı bir krema tarifi verilmiştir. Bu ayrıca yapılıp test edilecektir. Resimde gördüğünüz veya görmeye çalıştığınız, kekin katlarında kullandığım krema vanilyalı Crémé Olé ve muz dilimleri idi. Süsleme olarakta şekersiz süt kreması kullandım.
  4. Oldukça hafif ve lezzetli oldu. Dino " ben bunu tek başına da (kremasız demek istiyor kendileri) yerim" diyerek yorum getirdi.






Devamını okuyun...(Read more...)>>

16 Mart 2007 Cuma

Bir Teşekkür...

Eminönü, İstanbul'un en sevdiğim yerlerinden biridir. Canlıdır, karışıktır ve herşey vardır. Bebi'nin doğumdan sonra gitme arzu içinde olupta bir türlü gidemedim. Otopark problemini hallettik diyelim, bu sefer Bebi'nin tank gibi arabasını o dar yollarda nasıl kullanacaktım? Bir de " neden bebekle buraya geldin, hadi geldin arabasını niye aldın? " bakışlarıyla karşılaşmak düşüncesi beni her seferinde yerime oturttu. Pasta, börek ve çörek durumları da başlayınca da içim içimi yemeye başladı. Kime sipariş versem, nasıl yapsam, ne etsem? Özellikle çikolatalıpasta grubumuzdaki mesajları okudukça yerimde duramıyordum. Gruba yabancı kitap konusunda akıl danıştığımda tanıdım kendisini... Daha sonra güzel bir aktivite ve haberle biraraya geldik. Berna, beni; Aşçı Milli Takımı’ndan Zeynep Ada Hocanın eşliğinde Işıl, Gelincik Burcu, Pastacı Burcu, Zuhal, Lale, Ülviye ve Esin ile tanıştırırken, aynı zamanda Bakels ürünlerini yakından incelememi sağladı. Gerçekten güzel bir gündü ve benim farklı nefes almamı sağladı. Bir düğüne katıldık, çiçeklerden buketler yaptık ve hatta Bakels Satış Müdürü Murat Bey'in affına sığınarak Metin Usta'nın o muhteşem kekleri ve ekmeklerinden "evde yemek yok, çoluk çocuk aç bekler" şeklinde (Dikkat ettim, kimse bu konuda herhangi birşey yazmamış. Arkadaşlar, yoksa söylemeyecek miydik?!) topladık. Ve bu güzel günün sonunda diğer bir haber; artık online olarak alışveriş yapabilir olmamız. "Pastamalzemeleri.com" alışveriş adresinde günden güne artan malzemeler çeşitliliği ile arzu ettiğimiz ürünlere sahip olabileceğiz. Siteye her gün yeni bir şeyler ekleniyor. Ürünlerin uygulama şekilleri gösteriliyor. Ayrıca ekmek ve kek mikslerine de sahip olmak mümkün. Özellikle Bakels 7 Tahıllı Ekmek ve Bakels Browni Miks'i tarafımdan test edildi. Şiddetle öneririm. Diğer taraftan şeker hamurları çok güzel. Elinizi boyamıyor ve paketinden çıkardıktan sonra 2-3 dakika yoğurarak arzu edilen yumuşaklığı elde edebiliyorsunuz. Güzelce sardığınızda ise sertleşmeden haftalarca (Benimki 2. haftasına girdi ve hala formu iyi) kalabiliyor. Ayrıca dünya ünlü "WILTON" marka malzemelere bu siteden sipariş verebilirsiniz. Şimdi gelelim asıl konuya; İlk önce sevgili Berna, daha sonra bize mutfaklarını açan ve sabır gösteren Murat Bey, Zeynep Hoca ve Metin Usta'ya ve tanımaktan çok mutlu olduğum Işıl, Gelincik Burcu, Pastacı Burcu, Lale, Zuhal, Ülviye, Esin... Size umarım bir gün gerçeği ile teşekkür ederim. Şimdilik bunu kabul eder misiniz?


Devamını okuyun...(Read more...)>>

11 Mart 2007 Pazar

İtalya mı?

Herşey üst üste geldi. Sevgili küçüğüm -ki kendilerinin adı Zeynep, hoş bir sebepten dolayı haftanın iki günü halasının evinde ikamet (2. "a" harfi şapkalı olacaktır. Bkz. TDK) etmektedir. Yapmaktan en çok zevk aldığımız şey ise kurabiyeler. O gün mutfak bize dar gelince salona taşındık. Bebi'nin ayaklanmaya başlayıp her yere saldırmasından dolayı zaten orta ve yan sehpalar ayrıca bilumum yerlerin üstlerini boşaltmıştık. Küçüğüm bir güzel hamur yoğurdu. Halasının yardımıyla hamuru merdayle açtı. Ve kalıplarla birlikte bir güzel kurabiyeler yaptı. Bu arada Bebi ise masa sandalyesinde, başında şapkası ile çığlıklar atıyordu. Hani "üst üste geldi" diye yazının başında yazmıştım ya; karşımda unları her tarafa bulaştırmış bir fırıncı ve yanımda çığlıklar atarak aryalar söyleyen ahçı yamağı... Aaa bilgisayarıma gelen bir pasta postasının başlığı "Torta Alla Crema Italiana". Durun ben bir koşu gidip muslukları açıyorum. Gondol sefası yapmak lazım. Hadi bir de kurabiye bulalım : "Neapolitan Cookies". Şimdi tam oldu...

Çok yakında bu blogta : " İtalya'da Beş Çayı"


Devamını okuyun...(Read more...)>>

8 Mart 2007 Perşembe

DDD

"Doğru Yazalım, Doğru Konuşalım, Dilimizi Koruyalım".
Yerinde ve zamanında, güzel insanların başlattığı bir etkinlik. 5 Martta Punto Ağabey'in (kendisinin izniyle "ağabey" diyorum) ilk ev sahipliği yaptığı bu etkinlik Berceste'nin öncülüğünde başladı. Hepimizin bilerek veya bilmeyerek yaptığı, Türkçemizin kullanımı ile ilgili hataları kimseye dokundurmadan düzelteceğiz. Benim tavsiyem; her ev sahibinin yazdığı konunun, yazıcıdan çıktısını alın. Ve tekrar tekrar okuyun, paylaşın. Sonuçta bizim Türkçemiz. Biz başlayalım, çocuklarımız devam ettirsinler.


Devamını okuyun...(Read more...)>>

Fındıklı Minik Kurabiyeler

Hani annem, Marmaris'ten bir tomar kağıt getirmişti. Bu tarifte o tomardan çıkmıştı ya... Bir etkinlik sebebiyle kendime 11 adet denek bulmuştum. (Etkinliğin detayları çok yakında) Pek masumdular ve şekerdiler. Yediler ve beğendiler. İşte o tarif bu tariftir. Teşekkürle anne. Teşekkürler Berna. Lalecik, sevgilerimle;

Fındıklı Minik Kurabiyeler












80-85 adet
Hazırlanma süresi: 35dk
Pişme süresi: 30dk
Servis süresi: 1,5-2 saat

Gerekli Malzemeler:
  • 250 gr margarin (oda sıcaklığı)
  • 2,5 su bardağı un (elenmiş)
  • 1 paket vanilya
  • 4 çorba kaşığı şeker
  • 1,5 su bardağı dövülmüş fındık
  • 2,5 çorba kaşığı tarçın
  • 3 çorba kaşığı pudra şekeri

Fırın 170 derecede fansız olarak ön ısıtma yapılır. Tarçın ve pudra şekeri dışında bütün malzeme yoğurulur. Yaklaşık 30dk. oda sıcaklığında dinlendirilir. Yağlı kağıt kaplı fırın tepsisine küçük toplar halinde şekil verilerek yerleştirilir. Fırında 30dk. pişirilir. Süre sonunda fırından çıkarılır. Ilınınca tarçın ve pudra şekeri karışımına bulanır. Afiyet olsun.



Peçete'den notlar:

  1. Dövülmeden önce fındıkların yarısını fırınlarsanız, kurabiyede farklı bir lezzet yakalayabilirsiniz.
  2. Fırında piştikten sonra hemen tel ızgaraya almanızda fayda var. Yoksa sıcak olan tepside hala pişmeye devam ediyor.
  3. Kurabiyeler karışıma bulanmadan önce mutlaka ılınmalı. yoksa pudra şekeri eriyip kurabiyenin rengini değiştiriyor.


Devamını okuyun...(Read more...)>>

5 Mart 2007 Pazartesi

16. Anne Bebek Çocuk Fuarı

İyi ki gitmişim; her ne kadar Bebi üstteki 4 dişini birden çıkarmaya karar vermiş bile olsa annesini yıldırmadı. Gayet sakin hazırlanıldı. Yol oyuncakları alındı. Acil durum yiyecekleri ve suları hazır edildi. Ve sonunda amaca ulaşıldı. Yeni bir fuar. Yol biraz uzun ve hatta uzak. Açık söylemek gerekirse korkarak gittim. Beklediğim sonucu alamazsam diye... Korkulacak candan umut kesilmezmiş yoksa o sıkılacak can mıydı? İşte buyrun fuar izlenimleri;


Genel bakış; fuar iki alana bölünmüştü. Birinci alanda bebek ve çocuk gereçleri ve oyuncaklar, beslenme ürünleri, ikinci alanda ise hamile, bebek ve çocuk kıyafetleri yer almaktaydı. Kitaplarla ilgili herhangi bir standda (üzülerek) rastlamadım. İşin ilginç tarafı her standda satış yoktu. Özellikle tekstil ile ilgili standlar toptan olarak satış yaptığı için açıkcası bana çok cazip gözükmedi. Bir de üzülerek söylemek gerekiyordu; bebek odası yoktu. Değişik bir kavram çatışması; fuar, bebek ve çocuk fuarı amma velakin bebeğinize süt vermek isterseniz veremiyorsunuz. Ya hiç sıkılmadan ve utanmadan ordaki bir cafede besleyeceksiniz ya da ufaklığı karnı tok getireceksiniz. Meme emen bebekler için henüz bir çözüm bulamadım. Fuardan notlar ise;


Bir oyuncak vagonu; bebek ürünleri ile ilgili kişilerle tanıştıkça bir varsayımım gittikçe kesinleşiyor. Dikkat ettim; hepsi de bebek gibiler yani yumuşacık ve ilgili... Ben göz gezdirirken sıcak bir "merhaba" ile ilk önce Bahadır Bey sonra Mehtap Hanım yanıma geldi. Oyuncaklar o kadar güzeldi ki... Hepsini alasım geldi. Bebi'ye bakarken gözüme değişik bir oyuncak ilişti. Tam Dino'ya göre bir oyuncaktı(kime niyet kime kısmet durumu). Minik topu deliklerden atlatarak "1" sayısından "60" sayısına ulaştırmaya çalışıyorsunuz ama tek engel delikler değil aynı zamanda bariyerler var. 6 yaş ve üzeri... Dediğim gibi tam Dino'luk. Bu arada eskiden abimin küçük bir tren seti vardı. Şimdi kutusuyla beraber saklanıyor. Antika durumunda. BRIO markasında o güzel tren setlerini görünce aklıma geldi. Bebi'nin açıkcası bir an önce büyümesini istedim. Çünkü bütün bu oyuncaklar anne ve babalar olarak bizim de oynamaktan zevk alacağımız ürünler. İşin güzel tarafı çoğunluk ahşap ürünler ve üzerindeki boyalar tamamen sağlıklı. Oynasın diye alınan oyuncaklar diş karıştırma işine kullanılmaya başlayınca açıkçası boyası , cilası gibi materyallere dikkat etmeye başlıyorsunuz. Bu arada özellikle bilgisayar meraklıları için ilginç bir dünya yaratmışlar. Ne olduğunu ilk önce anlamadım ama anladığımda da çok güldüm . Çünkü çok şekerlerrr... İsmi BRIO NETWORK. Hatta tanıtıcı bir film de var. Çocuğunuz olsun olmasın mutlaka inceleyin derim.
Meraklısına www.oyuncakvagonu.com

Bir oyuncak daha ve +mobilya; gene bir oyuncak standı. Diğerlerinden farklı olarak bebekle ilgili ihtiyacınız olacak herşey var. Bebek odasına halı, lamba ve hatta yatak. Figürler çok net ve renkler belirgin. Ahşap oyuncaklar, kumaş oyuncaklar, yap-bozlar ve oda aksesuarları...Hepsini tek bir yerde bulabiliyorsunuz.
Meraklısına www.atlascocuk.com

Bir biberon; sanırım biz şanslıydık. Erkek bebeklerde inanılmaz gaz problemleri yaşanırmış. Bebi'de diş çıkana kadar böyle bir durumla karşılaşmadık. Arkadaş kendi kendine gazını çıkardı. Ama etrafımda gaz problemini acı şekilde yaşayanlar oldu. Fuarda gördüğüm bir ürün çok hoşuma gitti. "DR.Brown's" markası ile mart sonu eczane ve seçkin bebek mağazalarında yer alacak olan ürün; tasarımı sayesinde biberon mamasının bebeğe verilmesi sırasında oluşacak kusma, geğirme ve sonrasındaki gaz ve kolik sancısını en az düzeye indiriyor. Bir doktor tarafından da tasarlanması hoş bir ayrıntı olarak gözüktü. Yeni doğan bebeklerden 6 ay ve üzeri yarı akışkan besinler için rahatlıkla kullanıyorsunuz.
Meraklısına www.bebedor.com

Bir organik bebek kıyafeti; çok şekerlerdi. Sıcacık ve inanılmaz pozitif elektrik veriyorlar. Bebi'nin huysuzluğu doruk noktasındaydı. Bir taraftan iyi anne olarak oğlanı alıp gitmek istiyordum bir taraftan da kötü anne olarak orda kalıp onlarla sohbet etmek istiyordum. Bir anda bebiği kucağımdan aldılar ve onla oyun oynamaya başladılar. "Önemli not: Bazen bebekler annelerinden sıkılıyorlar, farklı bir yüz ve koku istiyorlar. En iyi çözüm açık hava ve başka bir kucak.) Bebi bir anda dünyanın en sakin çocuğu oluverdi. Ama ilgilenen abla da ablaydı yani... Bizimki güzellik hastası. Güzel bir bayan görünce ve o bayan onla oynamaya başlayınca herşeyi unutuyor. Çok başım ağrıyacak çoookkk... Neyse fırsattan istifade biz de sohbetimizi yaptık. Ürünler tamamen organik yani naturel. Kimyevi hiçbir ürün kullanılmıyor. Tuba Hanım'dan gelen düzeltme için teşekkür ederim: Ürünlerde kullanılan boyar maddeler özel kimyasallardır. Bu boyar maddeler organik sertifika kuruluşunun izin verdiği özel boyalardır. Atıkları minimum %90-95 çözünerek doğaya karışabilir doğaya ve bebeğe zarar vermez.Hem çocuğunuza karşı hem de doğaya karşı saygılılar. Zararlı olacak hiçbir ürün kullanılmıyor. Bu sayede doğa kirlenmemiş oluyor. Umut hanım'ın verdiği örnek çok güzeldi: "Dönemlik bir durum aslında. Pamuk tarlasından yeterli ürün çıkmazsa bizim üretimiz de azalır." Yani onlar duruma müdahale edemiyorlar, duruma uymak zorundalar. Bu da herşeyi daha sağlıklı yapıyor. 0-24 ay arası bebekler için hazırlanmış olan ürünler, bir annenin bebeği için en gerekli ürünleri kapsıyor. Ambalajları bile geri dönüşümlü... Daha ne diyebilirim ki...
Meraklısına www.babyminta.com

Bir "BENİ KORUYUN" durumu; "PNÖMOKOK" . İsmini ve cismini bilmiyorum. Hiç duymadım. Küçücük yerde broşürleri vardı. Okudum ve bilgilendirmek istedim. Bu bakteri yüzünden dünyada dakikada 2 çocuk hayatını kaybediyor. ...,27,28,30, bir çocuk öldü. 31,32,33,...,60 bir çocuk öldü. Tüyler ürpertici. Bu bakteri zaten bizim burun, geniz ve boğazımızda yaygın olarak bulunmakta. Bu bakteriler zatürre, menenjit, orta kulak iltihabı, sinüzit, bakteriyeni (bakterinin kana karışması) gibi enfeksiyon hastalıklara neden oluyorlar.Burun ve boğazlarda pnömokok bakterisi bulunan çocuklar bu bakteriyi başka çocuklara da bulaştırabiliyor. Bulaşma genellikle öksürme, yıkanmamış ellere dokunma veya öpüşme ile geçiyor. Özellikle kreş ve anaokulu gibi yerlerde çok sık yayılabiliyor. Bu konuda doktorumuz bize korumma aşısından bahsetmişti. Ama evde büyüdüğü için bir yaşına kadar bu aşıyı yapmama kararı verdik ortaklaşa. Siz de bu konuda mutlaka doktordan bilgi alın. Ücretsiz danışma hattı için 0800 211 45 45 numaralı telefondan da bilgi alabilirsiniz. Umarım bu bilgilere ve aşılara hiçbir zaman ihtiyaç olmaz.

Küçücük not: Bebi'nin mutsuzluğu en üst noktaya ulaştığı için sadece broşür alabildim. Özetle; çocuk güvenliği çok önemli. En güvenli yer olan eviniz bile yeni yeni ayaklanmaya başlayan meraklı dedektif için gizli tehlikelerle dolu olabiliyor. Ayrıntılar www.cocukguvenligi.com.tr .


Devamını okuyun...(Read more...)>>

1 Mart 2007 Perşembe

Kuzey Bebek'ten

Tüm dünyada küresel isinmaya karsi ortak eylem!...
Eylem planı şu: yerel saatlerin farklılığı gözetilmeksizin bütün dünyada 1 Mart 19.55-20.00 arasi tüm enerji kaynaklari kesilecek. Evde ya da işteyseniz şalterler inecek! Arabadaysanız yol kenarina çekeceksiniz vs. Yapabilen yapacak! Amaç; bütün dünyada yer alacak bu 5 dakikalık kesintiyle meydana gelecek enerji tasarrufu ile karar mercilerinin dikkatini çekmek. Ne kadar çok kisi haberdar olursa eylemin kapsami o kadar büyük olur. Zor değil... Yapabiliriz...


Devamını okuyun...(Read more...)>>

Uygunsuz Gerçek

"İnsanlık bir saatli bombanın üzerinde oturuyor. Eğer dünyanın birçok yerindeki bilim adamlarının söyledikleri doğruysa, gezegenimizin tamamını etkileyecek, birbirini tetikleyen, tahribat yaratacak, daha önce yaşadıklarımızın çok ötesinde; olağanüstü hava koşulları, kuraklıklar, seller, salgınlar ve öldürücü sıcak dalgaları dizisinden oluşan büyük bir felakete sadece on yıl var. " Kaynak:www.iklimkrizi.net

Dino'ya "seyredemem, moralim bozulur ve ağlarım" dedim. Beni dinlemedi ve oturup seyrettik. Moralim bozuldu mu? Evet bozuldu. Ama neler olacağını ve neler yapabileceğimizi gördüm. Eğer yapabilirsek şu anki durumu koruyabiliriz. Bunun için yapabileceklerimiz;

"YAPABİLECEĞİNİZ 10 BASİT ŞEY

Küresel ısınmayı durdurmak için sizde mi bir şeyler yapmak istiyorsunuz? Karbondioksit salınımını azaltmak için yapabileceğiniz 10 basit şey ve bunları yaptığınızda ne kadar karbondioksit tasarrufu sağlayabileceğiniz:
Ampulünüzü değiştirin
Standart akkor ampulünüzü tasarruf ampulü ile değiştirin, yılda 75 kg karbondioksit tasarrufu sağlayın.
Daha az araba kullanın
Daha sık yürüyün, bisiklet kullanın ve toplu taşıma araçlarından daha çok faydalanın. Araba kullanmadığınız her 2 km için 0,75 kg karbondioksit tasarruf edeceksiniz.
Geri dönüşüme katkıda bulunun
Evinizden çıkan çöplerin sadece yarısını geri dönüştürerek yılda 1200 kg karbondioksit tasarrufu sağlayabilirsiniz.
Lastiklerinizi kontrol edin
Düzgün şişirilmiş lastiklerle litre başına aldığınız yol %3 oranında artacaktır. Her 4 litre benzin tasarrufu, 10 kg karbondioksiti atmosferimizden uzak tutar.
Daha az sıcak su kullanın
Suyu ısıtmak için çok fazla enerji gerekmektedir. Daha az su tüketen bir duş başlığı ile 175 kg, giysilerinizi soğuk ya da ılık suda yıkayarak da 250 kg. karbondioksit tasarrufu yapabilirsiniz.
Ambalajları fazla olan ürünlerden kaçının
Çöpünüzü %10 oranında azaltarak 600 kg karbondioksit tasarrufu yapabilirsiniz.
Su ısıtıcınızı ayarlayın
Isıtıcınızı kışın 2 derece aşağı, yazın 2 derece yukarı ayarlayın. Bu basit ayarlamayla yılda 1000 kg karbondioksit tasarrufu sağlayabilirsiniz.
Bir ağaç dikin
Bir ağaç ömrü boyunca 1 ton karbondioksit emer.
Çözümün parçası olun
Harekete geçmek ve daha fazla bilgi almak için www.iklimkrizi.net'i ziyaret edin.
Herkese anlatın ve arkadaşlarınızı “Uygunsuz Gerçek” filmini seyretmeleri için teşvik edin"

Kaynak: www.iklimkrizi.net

Aşağıda iki adres bulunmakta. Mutlaka destek verin ve çevrenizden destek toplayın. Çocuklarımız için...

KÜRESEL ISINMAYA KARŞI SANAL BİRLİK www.stopglobalwarming.org"

TÜRKİYE KYOTO'YU İMZALA www.kyotoyuimzala.com/

Peçete'den notlar:

  1. Bulaşık makinası tam doluyken çalıştırın. Makinanızı kullanmaktan vazgeçmeyin. En ekonomik yıkama şekli bulaşık makinası ile gerçekleşmektedir.Lütfen makinanın içine tabakları musluk suyundan geçirdikten sonra koymayın ve koymalarına izin vermeyin. Bu şekilde bulaşık makinası az su harcamayacak tersine su israfı iki katına çıkacaktır. Merak etmeyin bütün kirler çıkıyor.


Devamını okuyun...(Read more...)>>