etkinlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
etkinlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Eylül 2010 Pazartesi

Ay, Kapı Komşunuz... Haberiniz Olsun...

Kaç defa yola çıktığınızda pişman oldunuz? Her sabah işe gitmek için uyandığınızda "Ben bunu yapmak istemiyorum." cümlesini sessizce kendinize kaç defa söylediniz? Hayalinize kaç defa sarılıp, bırakmak zorunda kaldınız? Şimdiye kadar öğrendiğim; bu sorularını cevapları sadece yerinizde saymaya sebep oluyor. Üstünüze giydiğiniz cesaretsizlik kıyafetinden kurtulmak kolay değil. Kurtulduktan sonra da durmak mümkün değil. İşte durmayan bir kadından bahsedeceğim. Tüm doğallığı ile giriştiği projeden, projenin neticesinde cumartesi günü açtığı "Mor Panjurlu Atölye" den fotoğraflar ve cümleler bulacaksınız bugün... Onun komşuları biraz farklı, hani biraz uzak gibi ama aslında bir kahve içimlik yakındalar. En sevdiklerinden birisi;

25July2010_FullMoon

Yaklaşık 50 davetli. Parti havası olsun dedik. Esra ile 2 koldan çalıştık. Tatlı bölümü bize ait oldu. Tuzlu kısmını Sanal Mutfak Mert üstlendi. Heyecan doruktaydı. İlk defa seyirci önüne çıkmak ve hazırlığımız ile tam not almak derdi ile başetmeye çalışmak. Ellerde Esra'nın hazırladığı süsleri görmek ve "Ayşemmm, bu muhteşem olmuşşş..." çığlıklarını duymak; benim diyebilecek hiçbir sözümün olmadığı anlardı...

earthandothers saturn
spacetable spacecupcake

Katılımcıların çoğu sosyal medya ağımız olan Friend Feed'den gelmişti. Hani kim kimdir durumunda olduğumuzdan, işlerimiz biraz kolaylaşsın diye yaka kartları
(Ramiz, sevgiler...)hazırladık o güne özel;

label_emrahserdaroğlu

Fotoğraf Emrah Serdaroğlu

Tanıştık, öğrendik, yedik, güldük, hüzünlendik, kucaklaştık, tanışamadık, alkışladık, şaşırdık... Bunların hepsini bize yaşatan bu kadındı. Nurcan Gök... http://fezamen.com/ sitesinin sahibesi. İşi teleskop. Kendi teleskobunu kendi yapıyor. Hedefi, herkes bir gün kendi teleskobunu yapacak. İstiyor ki herkes komşularıyla tanışsın. Biliyor ki aslında onlar o kadar uzak değil. Uzaklığı yakın yapıyor bizler için. O gece Ay'ı ve Jüpiter'i, onun yaptığı teleskopla gören Beto'nun yanıma gelip "Anne, ben Juppiteri gördüm. Naberr??" çığlıklarla koşarak yanıma gelmesi, sanırım onun hedeflerine bir adım daha yaklaştığının göstergesiydi. Şu anda atölye çalışmaları ile ilgili programlar hazırlıyor. Hazırlar hazırlamaz, size burdan inanılmaz bir gururla ve zevkle duyurusunu yapacağım...

goktasi_emrahserdaroglu

Fotoğraf Emrah Serdaroğlu

Peki o gece kimler vardı? Tek tek isim vermek zor. O güzel geceyi keyifli hale getirdikleri için tekrar teşekkürler... (Cihan Kaloğlu, fotoğraf desteği için sana ayrıca teşekkürler...)

morpanjur


Hadi yorulduğumu itiraf edeyim. Gece, eve döndüğümüzde yüzümüzdeki sırıtmayı silmeden yattık. Aklımızın bir köşesinde yıldızlarda Eva ile dans eden Wall-E vardı. Sonra gördük ki o da partideymiş... Ve dedik ki bu yazıya son noktayı o koysun;

wall-e_cigdemkanber

Fotoğraf Çiğdem Kander

Yarın bambaşka bir konuğum olacak. Ayakkabılarınızı hazırlayın derim. Şimdilik...
Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

6 Temmuz 2010 Salı

Tuzlu Da Olur, Tatlı Da... İşte Yeni Rakı...

Ordaydım... İnanılmaz bir maceranın son noktasına, azimkar bir tavırla ulaştım. Fotoğraf son dakikada yetişti. Onaylandı. Cuma günü evde anason ve kavun ile inanılmaz bir aşk yaşandı. Kendi çapımızda bir rekora imza attık. 300 adet makaron yapıldı. Paketlendiler ve festival alanına doğru, yanlarında kocaman bir kelebek eşliğinde yola çıktılar;
with melon

Güneşli bir gün ve Kuruçeşme Arena'da hazırlanmış kocaman bir alan. Yeni Rakı'nın 1001 meze masası Guinness Rekorlar Kitabına girmek üzere hazırlanmış durumda. Hakemler ve güvenlik görevlileri başında. Sonuç: 1513 meze ile işlem tamam. Artık kitaptayız. Hemen yan tarafta 72 blogger'ın fotoğraf sergisi. Tanıdık isimler, tanışmayı heveslendiren yeni isimler. Bu şehre ve bu kültüre yeniden aşık olmaktı gördüğüm ve hissettiğim...

istanbul justguinness

82 adet blogger ve misafirleri için hazırlanmış alanda, özel yaptırılmış minderlerin üstünde ağırlandık. Eski tanıdıklar biraraya geldi. Sohbetler koyuydu. Meze tabakları, rakı kadehleri ve fotoğraf makinaları. Böyle bir kombinasyon bir daha biraraya nasıl gelir, merak konusu...

photo2 photo3
photo1 photo

Rakı ile ilgili kitaplar, haberler, fotoğraflara hep sahibiz. Ama rakıyı yaşamak, hem de ağız tadıyla yaşamak çok farklı bir durum. Rakı tek başına bir anlam ifade etmiyor bana göre. Yanında hoş bir sohbet, bir meze tabağı, bir müzik istiyor. Hatta belki bir dansöz...

keman dancer
cihan1 copy talking_withhandem

Gecenin ilerleyen zamanında konserdi herşeyi tamamlayan. Boğazda tam bir müzik ziyafeti. Emre Aydın ile başlayan;

emre_aydın1 emre_aydın

Emel Sayın ile devam eden keyif ziyafetiydi. Hayran olmamak mümkün değil. Sahnesi, sesi, görüntüsü... Hani hiç bitmesini istemediğim çikolata tadında...

emel_sayın emel_sayın1
emel_sayın2 emel_sayın3

Hemen arkasından Yeni Türkü sahnedeydi. Fakat bir anne olarak oradan usulca ayrılma saatiydi. Ağzımda rakı keyfinin son noktası olan Türk kahvesi tadı, dilimde "Feride" nakaratı ile...

Untitled_Panorama1

Aslında tanışmayı istediğim ve Friend Feed arkadaşı olarak merak ettiğim birkaç kişi ile özellikle tanışmak istemiştim. Deyim yerindeyse bu tanışma isteği hafif çapta gümbürtüye gitti. Özellikle "Ems" nickname ile fotoğraflarını çok beğendiğim Emrah Serdaroğlu ve fotoğraf tekniğinde karamel tadı yakaladığım Okan Barlas. Özellikle Yeni Türkü'nün fotoğrafları ile o geceden kalan eksik tarafımı tamamladı. Aşağıdaki iki kare onun gözünden...

NotUntitled_Panorama1

Sevgili Ercüment, Aslı ve ekip arkadaşları; güzel bir geceye imza atan insanlar. "Teşekkür etmek" biraz yavan kalıyor gibi. Umarım altına imzalarınızı attığınız projeler kat be kat büyür. Ellerine ve emeğinize sağlık...

Ve pek tabi ki makaronlar; yendi, bitti. Sırtı bana dönük oturan ve beni tanımayan insanlardan duyduğum: "Kavunlu muhteşem.", "Rakılıya bayıldım.", "Yok ben rakılıyı beğenmedim."... Bunların içinde en sevdiğim cümle Yasemin Sungur'dan geldi:
"Ellerinize sağlık rakılıyı yerken kavunluyu meze olarak tükettim."

with raki (anisette)

Bu macaronların reçetesi lazım olur, di mi? Hatta istenir gibi geliyor bana. Bir sonraki yazının başlığı belli olsun diyelim şimdiden: "Kim Korkar Hain Makarondan?"
Şimdilik...
Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

29 Haziran 2010 Salı

Gün 2: Evren Tatilde Mi?

Geri sayım gibi oldu. Şu anda hummalı bir çalışma var. Dün yazdığım üzere cumartesi günkü aktivite için kapıdan girip bacadan çıkmaya çalışıyorum. Ayşecik yumurta kabuklarını gördüğünde "Amanınn" şeklinde bir çığlık bastı. "İçleri nerdeee?? Sarılarını yuttun mu?" soruları peşisıra gelirken, ona makaron olayını anlatmak için özel bir çaba sergileme çalışmasına girdim. Yok sonuç sıfır. O hala yumurtanın sarılarının derdinde...

egg



Mutfak bu tartışamalara tanık olurken, diğer taraftan dünden beri bir adet İstanbul fotoğrafını Bi'Büyük Fest'in internet sitesinden yüklemeye çalışıyorum. Aşırı yoğunluktan dolayı sistemde çıkan problemleri aşmaya çalışırken başarı ile uyuyakalan bendeniz, sabah 05.30'da "Höödööö, süre bitmiş." şeklinde sessiz çığlıklar atarken, Bibi bu çığlıklara "Aaa sabah oldu, hadi uyanalım, layy lommm..." şeklinde sadece kahkahalar ile karşılık verdi. Hemen bir karşı taaruz planı. Şu anda hala yüklenemiyor ve ben hala o etkinliğe gidemiyorum. Ama inatçılık ruhta var. Vazgeçmedim, vazgeçmiyoruz. Bu arada hani evrene dileğini gönder, gerçekleşir durumu var ya; bi zahmet rastlarsanız sorar mısınız?

EVREN, TATİLDE Mİ???

Çok teşekkür ederim. Cumartesiye son 4 gün...
Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

28 Haziran 2010 Pazartesi

İstanbul; İçemem Ama Ben Seni Her Daim Yerim...

Sert gelirsin bana, her ne kadar kokun baştan çıkarsa da. Sohbetini severim. Bana yabancı olanlar sayende 40 yıllık dost ortamı yaratır bir anda. Kahkahalar daha bir cilvelidir, gözyaşları daha bir derinden gelir. Rakı mıdır, İstanbul mudur yaşanılan? Belki de İstanbul eşittir rakıya...





Bir süredir Sosyal Medya'nın "Friend Feed" tarafındayım. Bazı arkadaşlar arasında hafif gülümsemeye yol açan bu etkileşim, açıkcası sınırlarını nazikçe belirledikten sonra etkili bir iletişim kanalı. En azından o yetkililerle tanışmamda büyük etken oldu. O yetkililer ki ciddi bir organizasyona imza atıyorlar. Konu belli; Avrupa Kültür Başkenti İstanbul Şerefine 03 Temmuz 2010 tarihinde Kuruçeşme Arena'da kadehler havaya kaldırılacak. 1001 meze ile hazırlanacak olan masa ise Guinness Rekorlar Kitabına girmek için hazırlanıyor. Emel Sayın, Yeni Türkü ve Emre Aydın şarkılarıyla geceye ayrı bir imza atacaklar. Bu geceyi yaşamak için yapılacaklar ise çok basit. Bilet almak isteyenler Biletix'e başvuruyor. Facebook'tan şansınızı deneyebilirsiniz veya rakı ile ilgili bilgisine güvenenler ise http://www.sofralarinbaskenti.com/ linkindeki soruları cevaplandırabilirsiniz. Sitedeki dalga sesine aman dikkat...

Peki bu aktivitede ben nerdeyim? İşte bu kısım 03 Temmuz sabahına kadar size gün be gün haber verilecek. Olay meze. Evet yapabilirim ama kanımdaki şeker oranı buna izin vermez. Peki kanında şeker dolaşan Peçete ne yapar? Rakılı Makaron ve hatta hedef büyütüp yanına Kavunlu Makaron. Bu kararla yola çıktım.Sonra ne mi oldu? Buyrun, okuyun:



Hadi kolay gelsin...
Sevgiler ve saygılar,


Devamını okuyun...(Read more...)>>

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Beyaz'ın Ötesi...

Misafir ağırlamak zor iştir. Hele ki ilk defa olacaksa. Yiyecekler, sunum, sohbet hep bir muammadır. Eğer ki günün sonunda yüzlerde kocaman bir gülümseme ve kaç defa söylendiği bilinmeyen "Teşekkür ederim." cümlesi ağızlardan dökülüyorsa herşey çok başarılı geçmiştir. Cumartesi günü Beyaz Fırın'da yaşadıklarım karşısında hafif bir şok geçirdim. Şimdiye kadar katıldığım aktivitelerin içinde itiraf ediyorum ki, kendimi en ayrıcalıklı hissettiğim olay yaşandı. İnanılmaz bir masa, muhteşem ev sahipleri ve şahsımıza münhasır hediyeler... Şımartılmanın üst noktasıdır;

notebook


Açıkcası çok hızlı geçti. Bibi ile birlikte ilk katıldığım ortam. Masayı gördüğümde kendimden geçmem ve Gül'ün kucağımdan Bibi'yi alması benzer zamanlar içinde gerçekleşti. Mekan inanılmaz büyük. Masa muhteşem. Tanıdıklar ve yeni tanışılılanlar. Beni 12'den vurdu.

beyaz fırın_table beyaz fırın_macaron

Hıdır ustamı buldum, Yeşim usta ile tanıştım. Akıldaki bir kaç soruyu çözdüm ve Hıdır ustanın bir lezzeti ile müşerref olup, aslında farkında olmadan benzer bir reçeteyi uyguladığımı anladım. Bunun hemen akabininde uygulama bölümüne geçtik. "Sable Breton" yapma yolunda ilerledik ekip olarak. Yeşim Erol... Bu ismi, erkek hakimiyetinin olduğu bir sektörde bilgi, tarz ve şekil olarak farklı bir yere koymak istiyorum. Umarım kendisiyle tekrar karşılaşma ve sohbet edebilme şansım olur. Her şeyi bir tarafa bırakın, Bibi'nin altını değiştirme kısmında ben sadece kendisine ıslak mendil verme durumunda kaldım. Bu da geldiğimiz son nokta oldu...

beyaz fırın_audern

"Sable Breton" için ayrı bir yazı hazırlamak lazım. Kek ve kurabiye olarak kullanabilecek bir reçete. Şimdilik sadece fotoğraflarla bu kısımda sizi başbaşa bıracağım, uygulaması bizim mutfaktan çıkana kadar...

beyaz fırın_startup beyaz fırın_sugar rain
beyaz fırın_like a... sable_breton

3 katlı bir mekan Beyaz Fırın Ataşehir. Üst kat imalathane olarak faaliyette. Sadece şeker hamuru işle ile ilgili 6 kişinin çalıştığı kocaman bir bölüm var. Yeni olarak listelerine eklenen spesiyal çikolata için ayrı bir yer hazırlanmış. İşte o kattan gözüme takılanlar;

beyazfırın_col

Bibi olaya kendini kaptırdı. Çevresinde hurilerden bir ordu, çikolata ve krema kokularından oluşan bir mekan. Kısacası o gün ordan sadece annesi değil, Bibi'de çok keyif aldı;

beyaz fırın_little chef beyaz fırın_whereistheboy

Sona geldik. Gidilmesi gereken bir mekan. Cafe olarak biçimlendiriyorum. Rahat sohbet edilecek ve bu sohbetlere çok fazla değişik lezzetlerin eşlik edebileceği bir yer. Otopark ve ücretsiz vale, Handem'in anlatımıyla büyük bir çocuk parkı, bebekler için özel bir oda mevcut. Yani tam anlamıyla 5'i bir yerde... Ahhh bir de deniz görseydi...
Şu anda konu ile ilgili ulaşabildiğim diğer yazılar;

Hadi bir paylaşım daha yapmak istiyorum. Sevgili Elif ile başlayan ve Sevgili İnci Döndaş ile tamamlanan bir heyecan fırtınası. Pazar günü Star gazetesinde çıkan bir röportaj. Sevdiğim ve saydığım ustalarla birlikte aynı sayfada olmanın anlamı ise ayrıdır. Sizlere de bir teşekkür borcum var. Tıklayan parmaklar, yorum yazan eller dert görmesin.

star_15052010


İşte bir Pazartesi... Daha sık yazmalıyım niyeti ile şimdilik müsade...
Sevgiler ve saygılar,

Diğer not: Parmaklarınız artık yorulmasın yazarken; "www.pecetedennotlar.com" adresinden de ulaşabilirsiniz. Daha bakalım neler olacak, neler?!


Devamını okuyun...(Read more...)>>