22 Mayıs 2007 Salı

...

"Küçük bir öykü bu..."
Canı sigara istiyordu. Elinde kahvesi, tabloların ve hesapların içine gömülmüş bir vaziyette canı feci sigara istiyordu. Sakin olmalıydı... Sakin ve dingin... Zuhal Olcay'ın sesi ile bir anda ortalık sessizleşti. Kadının sesindeki tını onu karamsarlığından çekip aldı. Tapardı ona. Hep takdir etmişti. Hatta kendine örnek almıştı. Başarılı, inatçı ve savaşçı... Kolay değil bir hayalin peşinden gidiyordu. İnatçı ve savaşçı olmalıydı. Başarıya zaten inanmıştı. Hem de deli cesareti ile inanmıştı. Başaracaktı ve inandıracaktı. Nedense en sevdikleri "acaba" ile olaya yaklaşıyordu. "Acaba olur mu?", "Acaba doğru mu yapıyordu?" ... Sonuçta üstüne giydirilmiş bir sürü rol vardı. Bir eş; düzenliyici, sezdirmeden idare eden, sabırlı ve sıkıntılarını hep yarına erteleyen... Bir anne; sevgi dolu, öğreten ve büyüten, sağlığından ve gelişimden sorumlu. Ne yapacaktı? Bir tarafta hayali, diğer tarafta sorumlulukları. Hayalin peşinden giderse vazgeçebilecekleri acaba bu hayaline değer miydi? Gider tablolarına bakarken bir kere daha gözyaşlarına boğuldu. Başaramıyacaktı... Gözyaşını sildi. Soğuk su ile yüzünü yıkadı. Derin bir nefes aldı. Neden olmasın? Denemeliydi...


Sizce?

18 yorum:

meltem dedi ki...

acaba demek işi daha zorlaştırır her zaman bırak başkaları istediğini desin,sen yap!

ben böyle düşünürdüm...

sevgiler

Doruk dedi ki...

Pişşşşt, bacım. Yarın bir uğra sen, birbirimizi toparlayalım acilen. Bir ay sonra bugünleri düşünüp gülüyor olacaksın. Bak buraya yazıyorum!

Calisan Anne dedi ki...

Karar vermek başarmanın yarısı derler, e karar verilmiş. Geriye kaldı başarmak için çalışmak, çok çalışmak. Eğer çalışırsa olur ama gerçekten istiyorsa çalışır. E gerçekten istiyor mu acaba? İşte onu ben bilemem kendi bilir. Gider pusulaları berbat, başarırsa bile yok olmaz nasıl olsa, ama hesap da şaşmamalı fazla açılıp. E şimdi bak bende karıştım. İngiltere'nin o uçsuz bucaksız mükemmel bahçelerinden birinin bahçıvanına sormuşlar, böyle güzel bir bahçeye sahip olmak için ne yapmalı diye, bahçıvan demişki:"Çok basit", " toprağı çapalıyacaksın, içine tohumları bi güzel yayacaksın", "bir de" diye eklemiş,"yüz yıl sulayacaksın!"...

Adsız dedi ki...

Bence etrafındakileri hiç düşünme....Ben seni anne olarakda gördüm ve harikasın....Bu bir dönem,sonra geriye bakıp gülümseyeceksin.....inan bana.......sevgiler

Adsız dedi ki...

herseyin fazlasi sagligi bozar...
denge meselesi birazcık...
hepsi olur hepsi...

eliff dedi ki...

işte bu bir yolu seçerken diğerini ve diğer yoldakileri terketme duygusu, sonra onları da seçtiği yolda giderken taşımaya çalışma, elinden eteğinden sarkarken yanına aldıkları ki hepsi giydirilmiş rollerinin bir parçası,yine de mutlu olma.. "zor yürüyorum" dersin, "ama istediğim yolda"...

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Ayşem
beynimi zorlayıp ipuclarından durumu anlamaya çalıştım. Sanırım sen kendine bir iş kuruyorsun. Bu iş kurma sürecinin sancılı dönemini yaşıyorsun, şüpheye düşüyorsun, kendini tek başına gibi hissediyorsun, ama hayatına bambaşka bir renk gelecek, ha gayret demek gerek, cesaret gerek, düşünmeden bu sulara atlayıp yüzmek gerek, ben yaptıysam bu şekilde yaptım, yapamadıysam düşünmekten yapamadım...
İstersen şu gider tablolarına birlikte bakalım, gelecek bir yılın planını hazırlayalım... Yatırım danışmanı bir arkadaşım var, ondan da yardım alabiliriz...
Herşeyin hayırlısı olsun...
Sevgilerimle

Pino(Dino ve bebi den sonra ben de şişmiş göbeğimle Pino olabilirim sanırım:)

Pınarın Kulubesi dedi ki...

az önceki yorumu neden yorum olarak gönderdi isem, sen onu mail olarak algılayıp mail ile cevap yazabilirsin bana
sevgiler

Adsız dedi ki...

İnsanlar hayata aittir, biçilen rolü kabul etmesi kadar hayallerinin de peşinden gidebilmeli. Geriye dönüp bakınca keşkeler olmamalı, yenilmek yada kaybetmek hayatın bize verdikleri, ama keşkeler insanların kendilerine veremedikleri için olur. (Ama Ayşemim, öğlen öğlen bana iyi felsefe yaptırdın)

Berceste dedi ki...

Benim tanıdığım Zuhal Olcay seven hanım, her işi gayet güzel ve de dengeli başarır! Desteğe ihtiyacı vardır belki, güzel sözlere...

Sanem dedi ki...

Ben de diyorum ki Sevgili Aysem; bunlar tatli dertler, onemli olan huzur aslinda, onunda icerigi hepinizin saglikli olmasi. Inan...
Bebimin fotografini aldim, bayildim, bayildim. Hem sana, hem Berceste'ye cook tesekkur ederim.

Pasta Cafe dedi ki...

Canım, senin başaracağına eminim. Elbette başta sıkıntılar olacaktır ama sen bunun da üstesinden gelirsin. Bak gör herşey çok güzel olacak. Öptüm seni çok çok.

Adsız dedi ki...

HEP İLERİSİNİ HAYAL ET GÖZÜNÜN ÖNÜNE GETİR CANLANDIR KORKULARINI DEĞİL ÜMÜTLERİNİ BESLE

GÖRECEKSİN İŞE YARAYACAK
SEN BAŞARDIN BİLE FAKINDA DEĞİLSİN ZOR OLAN KARAR VERMEKTİ SEN YOLU YARILADIN ÇİZDİĞİN HEDEFLERE ODAKLAN
diyene bak diyeceksin kardeş
ama hiç kafanı bulandırma

acilmi istediklerin gelecek haftadan sonra odaklansak geç mi olur?

Esra (Acemi Şef- Dikiş Keyfi) dedi ki...

Yok ben seni tanıdım/anladım; elinden bir uçan bir de kaçan kurtulur ;)

munevver dedi ki...

Ayşem, galiba bir karar aşamasındasın. Verilen karar her zaman iyidir. Her ne ise yolun açık olsun bundan sonra..

Ayşem, sayfanda "DDD"logosunu, "Kamera artık senin elinde" logosunun yanında ,küçük bir daire dilimi olarak görüyorum. Haberin olsun.
Sevgiyle, Nane Limon.

Adsız dedi ki...

neden öyle dedim anatomi ile ikinci raunt hesaplaşmam var 6 günümü büyük kutlamadan sonra derse gömerek geçirmeyi düşündüm..ama sana ayıracak özel zaman yaratırım icabında çok acilse söyle..

Tuba dedi ki...

Aysem'cigim ben olayi cozemedim. Ama yaziyi sonuna dek zevkle okudum. Her bir kelime ozenle secilmis. Devamini merak ettim. Burada seni linklerime eklemek istiyorum. Sevgilerimi gonderiyorum ve guzel bir hafta sonu diliyorum.

Hülya dedi ki...

Ve Zuhal'in sesi çalındı yine kulağına:
''Küçüüüük bir öykü buuu
Herkesin başından geçen
Hay Allah ne oldu dedirten..''
Ben kendi öykümü yazabilirim dedi hırsla koluyla yüzünü kurularken.Tablolar şimdi gözüne eğri büğrü rakam ve çizgilerden başka birşey olarak görünmüyordu.Yapabilirim dedi.Batabilirim ama çıkabilecek azim de var ben de.Sadece doğru zaman mı?Bilmiyordu.Aklı ve yüreği birbirine karışmış bir sürü ses beyninin en ücra köşelerinde çığlıklar atıyordu.
Oturdu birşeyler karaladı.Anlayamadı.Hayata kızdı.Bir de kendine.Deli cesaretim dediği şeyin adının başka bir şey olabileceği ihtimali üzerinde durdu.Korktu.Olmayanı oldurma telaşı mı bu bende ki dedi bir yandan.Yok bilemedi.Uyumak istiyordu.Hem de deliksiz ve deli gibi bir uykuya o kadar çok ihtiyacı vardı ki?Belki dedi rüyamda bir çıkış yolu bulurum kimbilir.Yatağa uzandığında hafifce kikirdedi.Deli miyim neyim?diye söylendi.Evet delisin dedi biri.Şaşırdı ama bir o kadar rahatladı.İçinde ki sese her zaman güvenebileceğini öğrenmişti artık;)