19 Ocak 2007 Cuma

bir akşam yemeğinin ardından

















biraz sondan başlamak oldu. ama dayanamadım. yazasım geldi. akşam daveti için mutfakta hazırlanırken bir şeyi fark ettim. aslında hayatınızda zaman zaman yer alan yani yokluğunu hiç hissetmediğiniz ama aniden "yaaa ben bunu ne severmişim" dediğiniz şeyler var mı? biraz kavram karmaşası olmuş olabilir. bu biraz şey gibi; bedeninizin ve aklınızın dışına çıkıp ordan kendinize bakmak gibi... bakın gitgide karmaşıklaşıyor. sherlock holmes iş başına; çalışın ey gri hücreler...gene gece olmuş ve gene ben uçuyorum. loyy loyyy...

işte "YAAA BEN BUNU NE SEVERMİŞİM?!" maddeleri;

1."nergis" kokusu; var mıdır böyle bir koku. özellikle sokakta 500mt ötedeki çiçekçide vardır; görmez ama hafif bir esintiyle gelir. fellik fellik etrafa bakar. genelde ismi dilin ucundadır ama bir türlü ağzından çıkmaz.sonra aniden hatırlar ve o anda koku bir bedene bürünür.işte o andır sahip olma dürtüsünün ön plana çıkması. -istiyorum kardeşim, var mı itirazı olan?- "demeti kaça? 2 demet sarsana..."

2."çiğ hamur" tadı;çocukluğumda haz duygusunu yaşatan tat; evde kek pişmesi olaydı.kesin misafir gelecekti. zamanlamanın iyi ayarlaması gerekirdi. eğer doğru zamanda doğru yerde olamazsa amacına ulaşamazdı. mikserin sesi sustuğu anda annesinin yanına gitti ve o yavru kedi bakışı ile "lütfen" dedi. ana yüreği hem içi erir hem de vermek istemezdi çünkü o çiğ bir kek hamuruydu. "bu defa son" diyerek mikser kabını uzattı. zafer... "yaa bunu yemek için kek yapmayı öğrensem o zaman istediğim kadar yerim, hatta hiç pişirmem, hepsini yerim." yaş 11... o gün bu gün kek yapar. öğrendiği bir çok şeyin yanında hiç başaramadığı; annesinin kekinin çiğ hamur tadı...

3."hadi buyruunn sofrayaa!!" bir törenin başlatan, "ellerine sağlık" bir töreni bitiren cümleler; tek başına yaşadığı dönemlerde akşam tek kişilik masa hazırlardı. yemekler ısıtılır, içeceğini masaya getirirdi. hep yemekte bir şey eksikti. tuzu,yağı... bilemedi. bekledi...misafir geldi... hem de yemeğe; yemekler ısıtıldı, içecekler masaya getirildi, " hadi buyrun sofraya" dedi ve anladı. gülümsedi... bulaşıkları makinaya yerleştirdiler "ellerine sağlık" dendi...mutlu oldu...

----------------------------

siz ne durumdasınız??? işte sizdeki durum
----------------------------
*Bir de sabahları kahvaltı hazır diye çağrılmaya :)) www.misss.blogcu.com

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba, ne güzel söylemişsiniz, ne güzel anlatmışsınız. Ben de geçenlerde kokularla ilgili birşeyler yazmıştım.... Kokuların bizi geçmişe götürmesi, v.s v.s :)

Nergis kokusuna bayılırım... Bir de sabahları kahvaltı hazır diye çağrılmaya :))

Sevgilerimle ...
http://misss.blogcu.com

pecete dedi ki...

hele o sabah kahvaltınıda taze ekmek ve sucuklu yumurta varsa akşamdan hiç yatmaz, masanın ön sıralarında nöbet tutarsın. güzel yorumun için teşekkürler...sevgiler

Pasta Cafe dedi ki...

yazınla beni de eski günlere götürdün canımm yaa çok teşekkürler...
sevgiler.....