25 Ocak 2007 Perşembe

iki sabah kahvaltısı

bir akşam yemeğini yazacağım araya başka şeyler giriyorda giriyor... diyorum ki şu geleneksel olan ama 2.düzenlediğimiz kahvaltı buluşmasını ilk önce yazayım ondan sonra ekşileme (güllü ciddi ekşiydi!) mezesini ve kolay revani yazayım, ee ondan sonra şu sevgililer günü olayını çözelim diyorum.. araya da akşam yemeğini sıkıştırırım...plan güzel de uygulama durumları ne olur bilemem!!
en sonunda 22 ocak geldi ve biz ikinci kahvaltı (birincisi bir tık uzaklığında) için Hatice Hanım'larda buluştuk. annemde bu kahvaltıya almış olduğu sarı lalelerle iştirak etti. niyetim değişik bir kurabiye ve özlem'in mahlepli kekini hazırlamak idi amma velakin bebinin dişleri yüzünden bu gerçekleşmedi. ( bu arada haber; haftaya bebinin diş buğdayı var. annemde şimdiden onun telaşına düştü. neyse Hatice Hanım sağolsun diş buğdayımızı verdi artık gerisi bize kaldı...) gittiğimizde çok güzel bir masa bizi bekliyordu. vee tabiki nergizler... işin güzel tarafı masanın her tarafına nergiz serpiştirilmişti. ben "ay çok şirin" derken Hatice Hanım " çiçekçiler çok dibinden kesmiş, açınca dağılıverdi; biz de böyle yaptık" dedi. ama tuzluk biberlik için kimse bir şey diyemezdi... tuz ve karabiber; bizim masalarımızın ayrılmaz ikilisi; karabiber kullanılmasa ve ya tuz kullanılmasa bile nedense masaya ikisi beraber gelir, ayrılmazlar. bu kuşlar da hem ayrılmıyorlar hem de ağız ağıza vermişler lezzette lezzet katıyorlardı. güzel bir sohbet, demli bir çay, sıcak yürekler... aç kalsak ne olur??!!! olmaz; o yüzden Hatice Hanım ve Bengi çalışmışlar,bize bir dolu şey yapmışlar. hepsi test edildi,yetmedi birer dilim daha alındı, Hatice Hanım bizim aç kaldığımız düşünerek bir dilim daha ikram etti ama alacak yerimiz kalmamıştı.bu arada bebi nerde derseniz; anlam veremediğimiz şekilde Merve'nin sandalyesinin altındaydı. sanırım kırmızı çorapların bu işte bir parmağı vardır diye düşünüyorum. Hatice Hanım, çok emin değilim galiba Dustin Hoffman'ın bir filmiydi " küçük dev adam"... ben size başka bir şey diyemiyorum.. o kadar küçük ve kırılgan ama bir o kadar büyük ve sağlam... hep yanımızda olun olur mu??sevgiler..işte bir kahvaltı buluşmasından da haberler bunlar, şimdi isterseniz buyrun soframıza;






ıspanaklı rulo ve sosisli quiche (kiş)



















hindistan cevizli toplar



















beyaz cheesecake

2 yorum:

Oya Kayacan dedi ki...

Yediniz içtiniz afiyet olsun ama o sandalyenin altından görünen minik şeye fotoğrafı büyütüp bakmaktan kendimi alamadım. Kedimlerle haşır neşir olmaktan, emekleyen bebileri unutmuşum. Analı babalı, sağlıklı büyüsün...

pecete dedi ki...

sevgili oya; ne güzel seni bu fakirhanemizde görmek, hoşgeldin, sefalar getirdin...bunu saymayız gene bekleriz...sevgiler...